Türkiye Milli Kültür Dernekleri Kurultayları
MİHMADLI
YÖRÜK TÜRKMENLERİ DERNEĞİ
( HACI ÖMERLER OYMAĞI )
İLK GENEL KURULU
Mahmatlı Hacı Ömerli Oymağı Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği'nin yapılan ilk genel kurulunda başkanlığa Nafi Çağlar seçildi.
Mahmatlı Hacı Ömerli Oymağı Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği'nin yapılan ilk genel kurulunda başkanlığa Nafi Çağlar seçildi.
Mahmatlı Hacı Ömerli Oymağı Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği'nin yapılan ilk genel kurulunda başkanlığa Nafi Çağlar seçildi.
Musabeyliler Derneği binasında yapılan genel kurula, Gaziantep'te bulunan Oğuz Boyları derneklerinden temsilciler ve Mahmatlı Derneği üyeleri katıldı. Tek liste ile yapılan genel kurulda, Nafi Çağlar başkanlığa seçilirken, yönetim kurulu şu isimlerden oluştu:
"Yönetim kurulu asil; İsmet İnönü Tan, Cengiz Çatal, Mahmut Özay, Ekrem Zirek, Öner Çağlar, Mehmet Çaldıran, Yusuf Geçer, Ali Özdemir. Denetim kurulu; Mustafa Kayalı, Seyfettin Çiftçi, Mevlana Çelik. Disiplin kurulu; Ali Çiğit, Reşit Zirek, Ali Sönmez."
Genel kurulda başkanlığa seçilen Nafi Çağlar, yaptığı konuşmada, "Çok büyüyen oymağımızın birbirlerini unutmaması ve Türk kültürünün yaşatılması amacıyla derneğimizi kurduk. En az 370 yıldır Gaziantep'in kuzeyinde varolan oymağımızın merkez köyü Karayusuflu olup, Koçlu, Gemrik, Aşağı Tandırcık, Yukarı Tandırcık, Gedikkuyu, Dülese ve Zavrak köyleri ve bu köyleri çevreleyen birinci derecede akraba köy ve obalardan oluşan 19 köyü içermektedir" dedi.
| |||||
MAHMATLI OYMAĞI 1.KURULTAYI
|
Mahmatlı Oymağı 1.Kurultayı / 16 Ağustos 2009 Pazar Gaziantep/Şehitkamil/Karayusuflu
MAHMATLI / MİHMADLU / BUDUNLU OYMAĞI
1.KURULTAYI
Son dönemde yapılan araştırmalarla, “Mahmatlı” adı taşıyan köylerin adlarının rastgele konulmuş bir ad olmadığı, Mahmatlı boyunun, Oğuz Han’ın oğullarından Yıldız Han’ın torunlarına bağlı Avşar, Bozulus, Bozatlu boyları gibi bir boy olduğu ortaya çıktı.
Bu çerçevede, Türkiye’nin dört bir yanında bulunan Mahmatlı Köyleri, birbirleriyle görüşmeye ve birbirlerinin etkinliklerine katılmaya başladılar.
Bu çerçevede Gaziantep Şehit Kamil ilçesi Karayusuflu Köyünde kurulmuş bulunan Mahmatlı Hacıömerli Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği, bir ilke imza attı. Mahmatlı Hacıömerli Oymağı Birinci Kurultayı’nı düzenleyen dernek başkanı Nafi ÇAĞLAR ve derneğin diğer yöneticileri, Mahmatlı boyunu toparlama konusunda ilk girişimi yapmakla gurur duyduklarını, ülkemizin ve milletimizin birlik ve beraberliğine hizmet etmenin her Türk vatandaşı gibi kendilerinin de görevi olduğunu belirtmiştir.
Birinci Mahmatlı kurultayına, Mahmatlı boyuna bağlı pek çok köyden gelen vatandaşlar, yaşlılar ve bölgedeki diğer Türkmen aşiretlerinden temsilciler katıldı. Urfa Karacadağ Türkmenleri Dernekleri temsilcileri, Urfa Bozova Türkmenleri dermekleri temsilcileri, Urfa Araplu Türkmen aşireti derneği temsilcileri, Gaziantep Kuvayı Milliye Derneği yöneticileri misafir olarak kurultaya katıldılar. Gaziantep Rişvanlı Aşireti Derneği temsilcisi Araştırmacı Yazar Mehmet Demir ATMALI’da kurultaya konuşmacı olarak katılanlardandı. Birinci Mahmatlı Köyleri kurultayına, dernek yöneticilerinin daveti üzerine köyümüzden de Muharrem KILIÇ konuşmacı olarak katıldı.
Kurultay bütün şehitlerimiz için bir dakikalık saygı duruşu ve peşinden okunan İstiklal Marşıyla başladı. Dernek başkanı Nafi ÇAĞLAR’ın açış konuşmasından sonra sırayla konuşmacılar konuşmalarını yaptılar. Konuşmalardan sonra Başkan Nafi ÇAĞLAR kurduğu futbol takımının formalarını katılımcı misafirlere hatıra olarak dağıttı. Birlikte yenilen öğle yemeğinden ve çaylı sohbetten sonra Aksakalların tespiti ve Aksakallar yönetim kurulunun seçimi yapıldı. Kurultayın tamamlanmasından sonra, çevrede yerleşik olan Mahmatlı oymağına bağlı bazı köyler ziyaret edildi.
Birinci Mahmatlı Oymağı kurultayı baştan sona Gaziantep Olay TV tarafından izlendi ve çekimler yapıldı. Bu çekimlerle hazırlanan program 23 Ağustos Pazar akşamı Gaziantep Olay TV’de yayınlandı.
Köyümüzden kurultaya katılan Muharrem KILIÇ’ın kurultayda yaptığı konuşma aşağıdadır.
MAHMATLI OYMAĞI GENEL TARİHİ VE KIZIK BOYU İLE BAĞLANTISI
Sevgili Mahmatlılılar,
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, hepimiz bir çınarın dalları gibi birbirimizle bağlantılıyız. Hepimizin mutlaka bir boy adı, bir soyadı var. Ancak, hepimizin ortak adı Türk’tür. Türk dili dilimiz, Türk dini dinimiz, Türk vatanı vatanımız, Türk tarihi tarihimiz, kısacası Türk’ün kaderi kaderimizdir. Bu değerlerimize aksi söylemleri olanlarla işimiz olmaz.Çünkü biz Türk’üz!
On bin yıldan beri Anadolu coğrafyasında milletlerin harman olması, değişik dinlerin ve kültürlerin yaşamış olması anlamına gelmez. Mutlaka farklı kültür unsurları da mevcut olmuştur Anadolu’da. Ancak, belirleyici unsur her zaman Türk kültürü olmuştur. Bunu söylerken neye dayanarak söylüyoruz? Anadolu’nun bilinen en eski tarihine kadar gidiyoruz. Oradan kalan yazılar, resimler, anıtlar ve yaşam biçimlerini yansıtan her türlü kültür unsurlarını inceliyoruz. Buradan da Anadolu’da yaklaşık on bin yıldır yaşanan ve yaşamaya devam eden kültürün Türk kültürü olduğunu anlıyoruz.
Bu tezimizin belgelerini maalesef Türk arkeologlar değil, bilime ve tarihe saygılı yabancı arkeologlar bularak insanlığın bilgisine sunmuşlardır. Bizim tarihe bakışımız, maalesef Atatürk’ün ölümünden sonra, batı merkezli tarihçilerin gözüyle olmaya başlamıştır. Bu nedenle de tarihimize Türk gözüyle bakanlar aşağılanmış, dışlanmış ve yok sayılmışlardır.
Fransız tarihçi J. Paul Roux bu konuda şöyle diyor: “Bana hep soruyorlar, “neden Türk tarihi” diye. Ben de cevap veriyorum. Çünkü Türk tarihi ile bütün dünya tarihini kucaklamış oluyoruz.” Bundan daha net bir cevap bulunamaz. J. Paul Roux doğru söylüyor. Dünya tarihinden Türkleri çıkardığınız zaman ortada bir şey kalmıyor.
İşte bizler böyle bir ortamda, binlerce yıllık kadim Türk yurdu olan Anadolu’da Türklüğümüzü, birliğimizi savunmak zorunda bırakılıyoruz. Eğer Türkler konuşulacaksa, söz konusu olan sadece Anadolu değil, bütün dünya olmalıdır. Türk kültür coğrafyası sadece Anadolu’muzun ve Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin sınırlarıyla ifade edilemez. Türk kültürünün izleri ve elle tutulur, gözle görülür belgeleri, Kuzey Amerika, Orta Amerika ve Güney Amerika’nın kuzeyi, Pasifik adaları, Kuzey Afrika, bütün Avrupa ve bütün Asya kıtalarında adeta kaynaşmaktadır. Hem dilimizden, hem tamgalarımızdan, hem tek Tanrı inancımızdan izler buralarda halen mevcuttur.
Anadolu ve çevre coğrafyalarda, nerede bir kilise kalıntısı bulunsa, hemen Bizans’a veya Roma’ya atfedilir. Hiç düşünülmez ki, İslam dini tebliğ edilmeden önce Hıristiyanlık bir hak dindi. Ondan önce de Musevilik hak dindi. Türk milletinin bilinen ve belgelere dayanan tarihi yaklaşık on bin yıla yaklaşmaktadır. O halde bu kadar süre içinde tebliğ edilen tüm hak dinleri yaşamıştır bu millet. Değerlendirmeleri ona göre yapmalıyız.
Cumhuriyetin ilanından sonra Anadolu’dan Yunanistan’a gönderilen ve yerli Rumlar diye tarif edilen insanlar Hıristiyan olmakla beraber, Türkçeden başka bir dil bilmiyorlardı. Kısacası, Türk milleti var olduğu sürece, bulunduğu her coğrafyada tek Tanrı inancına sahip olmuş ve hanif bir dini yaşamıştır. Bunun aksini söyleyenler ya bu konulardan haberdar değil, ya da batı merkezli tarihçiler gibi kasıtlı olarak bazı yanlışları dayatıyorlar. Mesela neymiş efendim, Türkler çok tanrılı bir dine inanıyorlarmış. Neymiş, bir yer tanrısı, bir de gök Tanrısı varmış. Hayır! Doğrusu böyle değil. Doğru olanı; Türkler yerin ve gökün Tanrısına inanmaktaydılar. Bu konular çok uzun olduğu için daha fazla detaya girmeyelim.
Biz burada Mahmatlı oymağı adına toplanan bir kurultay nedeni ile bulunuyoruz. Mahmatlı oymağı, konunun uzmanı Prof. Faruk SÜMER, OĞUZLAR – Türkmenler Tarihleri, Boy teşkilatı, Destanları adlı eserinde, Mahmatlı ve Boz atlu obalarının Oğuz boylarından Kızık boyuna bağlı olduğunu belirtir ve şöyle der:
“Oturak-Kızıklar Sultan İbrahim (1639-1648) devrinde Antep bölgesindeki Oğurca, Damlaluca, Çay-Kuyu, Sakal, Kara-Dinek, Yalan-kaz, Üç Kilise ve Taşlıca adlı köyler ile Antep şehrinde ve yine Antep’e bağlı diğer bazı köy ve kasabalarda yaşıyorlardı. Bunlardan başka Mihmadlu ve Boz-Atlu obalarının da Kızıklar’a ait olduğunu biliyoruz.”
Zaman içinde bütün göçer boylar belli yerlerde iskâna tabi tutulunca, diğer oymaklar gibi Mahmatlı oymakları da bulundukları yerlerde iskân edilmişlerdir. Böylece göçerlik bitmiş, ancak pek çok boy ve oymak birbirinden ayrı düşmüştür. Artık boylar, oymaklar yok Türk milleti vardır. Mahmatlının başına gelenler diğer boylarında başına gelmiştir. Avşarlar, Bozulus, Rişvanlılar ve bütün Türkmen oymakları ülkenin dört bir yanına dağılmışlardır. Şüphesiz bunda büyük yarar vardır. Böylece, millet olma şuuru gelişmeye başlamıştır. Ancak, her boy ve oymak kendine has gelenek ve göreneklerini bugünlere dek korumuştur. Bu da Türk milletinin kültür zenginliğini oluşturmuştur.
Oğuzhan’ın oğullarından Yulduz han soyundan gelen dört boy vardır. Bunlar; Avşar, Beğdili, Kızık ve Karkın’dır. Ayrıca, Bozulus ve Rişvanlı Türkmenleri de Mahmatlı oymağı gibi, Kızık boyunun alt kollarındandır.
Biz yaptığımız araştırmalarda, Osmanlı Arşivleri Daire başkanı Orhan Sakin beyin, konuyla ilgili olarak yayınlamış olduğu, “Anadolu’da Türkmen ve Yörükler” adlı kitabından yararlandık. Buna göre Osmanlı devleti arşivlerinde 1600’lü yıllarda gözüken kayıtlar dikkate alınmıştır. Hiç şüphesiz ki bu çalışma yapılması gereken çalışmalar yanında çok küçük bir bölüm olmakla beraber, bir başlangıç teşkil etmesi bakımından çok önemlidir. Bu çalışmasından dolayı Sayın Orhan Sakin beyefendiyi buradan kutluyorum. Bu çalışmadaki kayıtlar aşağıda görüldüğü gibidir.
1-Mahmudlar (Kara Mahmudlar) cemaati. (Ada k.), Silfke n, İç-il livası, TD:387, s.275
2-Mahmudlar urbanı cemaati: Teke liv, TD:166, s. 577
3-Mahmudlar cemaati: Ulu-yörük taifesinden, Ankara liv, TD:438, s.405
4-Mahmudlar cemaati, Esb-keşan, Turgud kz, Konya liv, TD:387, s. 242, 244
5-Mahmudlar cemaati, Tire kz, Aydın liv, TD:166, s.375
6-Mahmudlar Yörükleri cemaati, Kengiri liv, TD:438, s.743
7-Mahmudlar Yörükleri cemaati, Saruhan liv, TD: 166, s. 338
8-Mahmudlu cemaati, Beğdili taifesi,, tabi-i Şefkat bey, halp liv, TD:493, s.870
9-Mihmad cemaati, Kütahya liv, TD:438, s.22
10-Mihmad cemaati, Teke liv, TD: 166, s.576
11-Mihmadlu cemaati, Ağcakoyunlu kabilesi, Boz-ok kz, Bozok liv, TD:998, s.592
12-Mihmadlu cemaati, Dinek kabilesi, Boz-ok kz, Bozok liv, TD:998, s. 635
13-Mihmad hacılu cemaati, Beğdili taifesi, tabi-i Şefkat bey, Halep liv, TD:493, s.865
14-Mihmadlu cemaati, tabi-i Kızık, Halep liv, TD:493, s.973
15-Mihmadlu cemaati, Eymir taifesi, Yörükan-i Mar’aş, Mar’aş liv, TD:998, s.457
16-Mihmadlu cemaati, Kara-öyük mz, Karamanlu-yi Dinek kabilesi, Keskün nah, Bozok liv, TD:998, s. 616
Bizim çalışmalarımızın diğer bir kısmını da internet ortamından elde ettiğimiz bilgiler oluşturmuştur. Hiç şüphesiz çalışmanın bu yönünün de büyük eksikleri vardır. İnternet teknolojisi hayatımıza girdikten sonra, konuya ilgi duyanlar köyleri ve boyları adına web sayfası oluşturmuşlar ve sanal ortamda seslerini duyurmaya başlamışlardır. Biz de bu ortamda adreslerini tespit edebildiğimiz Mahmatlı köylerini dikkate alarak aşağıdaki listeyi oluşturduk.
İli İlçesi Köyü
1-Ankara Gölbaşı Mahmatlı
2-Ankara Gölbaşı Mahmatlı Bahçe
3-Samsun Vezirköprü Mahmatlı
4-Çorum Sungurlu Mahmatlı
5-Gümüşhane Kelkit Mahmatlı
6-Yozgat Sorgun Mahmatlı
7-Kırıkkale Merkez Yukarı Mahmatlı
8-Kırıkkale Merkez Aşağı Mahmatlı
9-Niğde Çamardı Mahmatlı
10-Aksaray Kürd Mahmatlı (Mihmadlu)
11-Kastamonu Taşköprü Bayramoğlu Mahmatlı Düz Yerleşimi
Türkiye dışında Mahmatlı adını taşıyan yerler:
Yunanistan Selanik Drama Mahmatlı
Burada itiraf edelim ki, boy ve aşiret araştırmalarında en büyük sıkıntı, ne amaçla yapıldığı bir türlü anlaşılamayan köy ve mezra adlarının değiştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Eski adların ne anlama geldiği araştırılmadan, rast gele adlarla değiştirilmiş ve o köyün geçmişle bağı koparılmıştır. Umarız ki bu konuların önemine vakıf olan bir yetkili çıkar ve bu hatadan dönülmesini sağlar. Böylece de gerçeklere daha kolay ulaşılır. Türk milletinin geçmişinde kaçacağı, saklanacağı, gizleneceği hiçbir yanlışı yoktur.
Gelişen teknoloji sayesinde dünyamız daha da küçülmekte ve insanlar birbirleriyle daha kolay iletişim kurmaktadırlar. Bu durum herkes gibi Mahmatlı oymağı mensuplarına da avantajlar sağlamaktadır. Teknolojiyi iyi kullanarak birbirimizle iletişim kurmalı ve bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Bunu en azından, parçalanmaya çalışılan vatanımızın birlik ve bütünlüğünü korumak adına da olsa yapmalıyız. Yılda en az bir kere, her yıl yeniden belirlenecek olan bir yerde Türkiye Mahmatlı Oymağı Mensupları Kurultayı toplanabilir. Birlik ve beraberlik mesajları verilerek, ucu dışarıda olan bazı bölücü hareketlerin insanlarımızı kandırmasının önüne geçilebilir. Mahmatlı oymağı ve kardeş boylardan Avşar, Bozulus, Rişvanlı gibi özbe öz Türk olan bazı boylar içinde Türkçe anadilinin yanı sıra Kürtçe konuşanlar da bulunmaktadır. Bu kardeşlerimize durum net olarak anlatılmalı ve Kürtçe biliyor olmaları bir zenginliğe dönüştürülmelidir. Yine aynı boylar içinde inanç olarak, Alevi, Şafii ve Hanefi inancında olan boylar da vardır. Bu da bizim büyüklüğümüzü ve zenginliğimizi gösteren ayrı bir durumdur. Bu ayrıntılar bizim birliğimizi güçlendirici unsurlar olmalıdır. Hz. Peygamberin bir hadisinde buyurduğu gibi; “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” Bu hadis-i şerife uyarak, Hacı Bektaşı Veli hazretlerinin buyurduğu gibi; “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” Aksi takdirde birliğimizi koruyamaz ve azaba müstahak oluruz.
Bu düşüncelerle, “Mahmatlı Hacıömerli Oymağı Birinci Kurultayı”nı düzenleyen, Mahmatlı Hacıömerli Eğitim Kültür dayanışma ve Araştırma Derneği yöneticilerini kutluyorum. Bizimle iletişim kurarak bugün burada sizlerle bir arada olmamıza vesile olan, ayrıca bu çalışmalarda büyük emeği geçen Sayın Nafi Çağlar Hacıömerli ve Sayın Mehmet Demir Atmalı beyleri de içtenlikle kutluyorum. Kendilerinin bu konularda ne kadar hassas olduklarını biliyorum. Bizim köyümüz adına kurulan Mahmatlıköyü adlı siteye sanal ortamda ulaşıp, bize çağrı atmasalardı, sizlerden haberimiz bile olmayacaktı. Biz, bu birliktelikten sonra kendimizi daha bir güçlü hissedeceğiz. Sizlerin bu düşüncelerle buralarda var olduğunuzu bilmek, gücümüze güç katacaktır. Gaziantepli akrabalarımızla buluşmuş olmaktan dolayı çok mutluyum.
Ben Ankara Gölbaşı Mahmatlı Köyü adına hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, bu çalışmalarınızın devamı ve başarısı için duacı olduğumu bildiriyorum. Allaha emanet olun.
Muharrem KILIÇ
Ankara, Gölbaşı Mahmatlı Köyü (Mahallesi)
mkilic55@gmail.com
MAHMATLI DERNEĞİ KURULTAYINA
Sözlerime selam ile başlarım,
Merhaba! Sevgili karındaşlarım.
Yesevi’ce kendi nefsim taşlarım,
Oğuz soylarından soyumuz vardır.
Oğuzhan atamdır, dedem Yulduz han,
Amcam Afşar, Beğdili ve de Karkın’dan,
Hepimizin boy babası Kızık han,
Kızık boylarından boyumuz vardır.
Bayındır, Çavuldur, Kınık ve Kayı
Bunlar akrabamız, amuca, dayı.
Hepsinin içinde Mahmatlı Köyü,
Köyleriniz gibi köyümüz vardır.
Bozulus, Bozatlı öz kardaşımız,
Döger, Büğdüz, Salur hep yoldaşımız.
Bayat, Çepni, Kıpçak da haldaşımız,
Yirmi dört boydan da payımız vardır.
Vezirköprü, Sorgun, Kelkit, Çamardı
Ankara’dan Taşköprü’ye uzardı.
Her birinde akraba Mahmatlı vardı,
Milyonları tutan sayımız vardır.
Bu topraklar harman olmuş bizimle,
Anlatmaya çalışırım sazımla,
Yolda uzak, kalpte yakın sizinle,
Bu vatan üzeri sayemiz vardır.
Karayılan, Şehit Kamil bizimdir.
Bu toprağı vatan yapan özümdür.
Hepinizin sözü benim sözümdür.
Bir de Osmanlı’da Kayı’mız vardır.
Birisi Mahmatlı, biri Atmalı
“Güne dek harasız” diye çatmalı (Bugüne kadar neredeydiniz)
Bu sevgi hepimizi kuşatmalı,
Antep de, Maraş da dayımız vardır.
Yollar uzaksa da gönüller yakın,
Bundan sonra uzak kalmayın sakın,
Birfani kardeşiniz burada bakın!
Kiya’da içilmiş çayımız vardır.
Muharrem KILIÇ
KURULTAY RESİMLERİ İÇİN TIKLAYINIZ!
Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler…
Site Yönetimi
Etiketler: Mahmatlı, Mahmatlı Kurultayı, Mahmatlı Kurultayı Gaziantep Etkinlikleri, Mehmet Demir Atmalı, Nafi Çağlar, Muharrem Kılıç
Son dönemde yapılan araştırmalarla, “Mahmatlı” adı taşıyan köylerin adlarının rastgele konulmuş bir ad olmadığı, Mahmatlı boyunun, Oğuz Han’ın oğullarından Yıldız Han’ın torunlarına bağlı Avşar, Bozulus, Bozatlu boyları gibi bir boy olduğu ortaya çıktı.
Bu çerçevede, Türkiye’nin dört bir yanında bulunan Mahmatlı Köyleri, birbirleriyle görüşmeye ve birbirlerinin etkinliklerine katılmaya başladılar.
Bu çerçevede Gaziantep Şehit Kamil ilçesi Karayusuflu Köyünde kurulmuş bulunan Mahmatlı Hacıömerli Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği, bir ilke imza attı. Mahmatlı Hacıömerli Oymağı Birinci Kurultayı’nı düzenleyen dernek başkanı Nafi ÇAĞLAR ve derneğin diğer yöneticileri, Mahmatlı boyunu toparlama konusunda ilk girişimi yapmakla gurur duyduklarını, ülkemizin ve milletimizin birlik ve beraberliğine hizmet etmenin her Türk vatandaşı gibi kendilerinin de görevi olduğunu belirtmiştir.
Birinci Mahmatlı kurultayına, Mahmatlı boyuna bağlı pek çok köyden gelen vatandaşlar, yaşlılar ve bölgedeki diğer Türkmen aşiretlerinden temsilciler katıldı. Urfa Karacadağ Türkmenleri Dernekleri temsilcileri, Urfa Bozova Türkmenleri dermekleri temsilcileri, Urfa Araplu Türkmen aşireti derneği temsilcileri, Gaziantep Kuvayı Milliye Derneği yöneticileri misafir olarak kurultaya katıldılar. Gaziantep Rişvanlı Aşireti Derneği temsilcisi Araştırmacı Yazar Mehmet Demir ATMALI’da kurultaya konuşmacı olarak katılanlardandı. Birinci Mahmatlı Köyleri kurultayına, dernek yöneticilerinin daveti üzerine köyümüzden de Muharrem KILIÇ konuşmacı olarak katıldı.
Kurultay bütün şehitlerimiz için bir dakikalık saygı duruşu ve peşinden okunan İstiklal Marşıyla başladı. Dernek başkanı Nafi ÇAĞLAR’ın açış konuşmasından sonra sırayla konuşmacılar konuşmalarını yaptılar. Konuşmalardan sonra Başkan Nafi ÇAĞLAR kurduğu futbol takımının formalarını katılımcı misafirlere hatıra olarak dağıttı. Birlikte yenilen öğle yemeğinden ve çaylı sohbetten sonra Aksakalların tespiti ve Aksakallar yönetim kurulunun seçimi yapıldı. Kurultayın tamamlanmasından sonra, çevrede yerleşik olan Mahmatlı oymağına bağlı bazı köyler ziyaret edildi.
Birinci Mahmatlı Oymağı kurultayı baştan sona Gaziantep Olay TV tarafından izlendi ve çekimler yapıldı. Bu çekimlerle hazırlanan program 23 Ağustos Pazar akşamı Gaziantep Olay TV’de yayınlandı.
Köyümüzden kurultaya katılan Muharrem KILIÇ’ın kurultayda yaptığı konuşma aşağıdadır.
MAHMATLI OYMAĞI GENEL TARİHİ VE KIZIK BOYU İLE BAĞLANTISI
Sevgili Mahmatlılılar,
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, hepimiz bir çınarın dalları gibi birbirimizle bağlantılıyız. Hepimizin mutlaka bir boy adı, bir soyadı var. Ancak, hepimizin ortak adı Türk’tür. Türk dili dilimiz, Türk dini dinimiz, Türk vatanı vatanımız, Türk tarihi tarihimiz, kısacası Türk’ün kaderi kaderimizdir. Bu değerlerimize aksi söylemleri olanlarla işimiz olmaz.Çünkü biz Türk’üz!
On bin yıldan beri Anadolu coğrafyasında milletlerin harman olması, değişik dinlerin ve kültürlerin yaşamış olması anlamına gelmez. Mutlaka farklı kültür unsurları da mevcut olmuştur Anadolu’da. Ancak, belirleyici unsur her zaman Türk kültürü olmuştur. Bunu söylerken neye dayanarak söylüyoruz? Anadolu’nun bilinen en eski tarihine kadar gidiyoruz. Oradan kalan yazılar, resimler, anıtlar ve yaşam biçimlerini yansıtan her türlü kültür unsurlarını inceliyoruz. Buradan da Anadolu’da yaklaşık on bin yıldır yaşanan ve yaşamaya devam eden kültürün Türk kültürü olduğunu anlıyoruz.
Bu tezimizin belgelerini maalesef Türk arkeologlar değil, bilime ve tarihe saygılı yabancı arkeologlar bularak insanlığın bilgisine sunmuşlardır. Bizim tarihe bakışımız, maalesef Atatürk’ün ölümünden sonra, batı merkezli tarihçilerin gözüyle olmaya başlamıştır. Bu nedenle de tarihimize Türk gözüyle bakanlar aşağılanmış, dışlanmış ve yok sayılmışlardır.
Fransız tarihçi J. Paul Roux bu konuda şöyle diyor: “Bana hep soruyorlar, “neden Türk tarihi” diye. Ben de cevap veriyorum. Çünkü Türk tarihi ile bütün dünya tarihini kucaklamış oluyoruz.” Bundan daha net bir cevap bulunamaz. J. Paul Roux doğru söylüyor. Dünya tarihinden Türkleri çıkardığınız zaman ortada bir şey kalmıyor.
İşte bizler böyle bir ortamda, binlerce yıllık kadim Türk yurdu olan Anadolu’da Türklüğümüzü, birliğimizi savunmak zorunda bırakılıyoruz. Eğer Türkler konuşulacaksa, söz konusu olan sadece Anadolu değil, bütün dünya olmalıdır. Türk kültür coğrafyası sadece Anadolu’muzun ve Orta Asya Türk cumhuriyetlerinin sınırlarıyla ifade edilemez. Türk kültürünün izleri ve elle tutulur, gözle görülür belgeleri, Kuzey Amerika, Orta Amerika ve Güney Amerika’nın kuzeyi, Pasifik adaları, Kuzey Afrika, bütün Avrupa ve bütün Asya kıtalarında adeta kaynaşmaktadır. Hem dilimizden, hem tamgalarımızdan, hem tek Tanrı inancımızdan izler buralarda halen mevcuttur.
Anadolu ve çevre coğrafyalarda, nerede bir kilise kalıntısı bulunsa, hemen Bizans’a veya Roma’ya atfedilir. Hiç düşünülmez ki, İslam dini tebliğ edilmeden önce Hıristiyanlık bir hak dindi. Ondan önce de Musevilik hak dindi. Türk milletinin bilinen ve belgelere dayanan tarihi yaklaşık on bin yıla yaklaşmaktadır. O halde bu kadar süre içinde tebliğ edilen tüm hak dinleri yaşamıştır bu millet. Değerlendirmeleri ona göre yapmalıyız.
Cumhuriyetin ilanından sonra Anadolu’dan Yunanistan’a gönderilen ve yerli Rumlar diye tarif edilen insanlar Hıristiyan olmakla beraber, Türkçeden başka bir dil bilmiyorlardı. Kısacası, Türk milleti var olduğu sürece, bulunduğu her coğrafyada tek Tanrı inancına sahip olmuş ve hanif bir dini yaşamıştır. Bunun aksini söyleyenler ya bu konulardan haberdar değil, ya da batı merkezli tarihçiler gibi kasıtlı olarak bazı yanlışları dayatıyorlar. Mesela neymiş efendim, Türkler çok tanrılı bir dine inanıyorlarmış. Neymiş, bir yer tanrısı, bir de gök Tanrısı varmış. Hayır! Doğrusu böyle değil. Doğru olanı; Türkler yerin ve gökün Tanrısına inanmaktaydılar. Bu konular çok uzun olduğu için daha fazla detaya girmeyelim.
Biz burada Mahmatlı oymağı adına toplanan bir kurultay nedeni ile bulunuyoruz. Mahmatlı oymağı, konunun uzmanı Prof. Faruk SÜMER, OĞUZLAR – Türkmenler Tarihleri, Boy teşkilatı, Destanları adlı eserinde, Mahmatlı ve Boz atlu obalarının Oğuz boylarından Kızık boyuna bağlı olduğunu belirtir ve şöyle der:
“Oturak-Kızıklar Sultan İbrahim (1639-1648) devrinde Antep bölgesindeki Oğurca, Damlaluca, Çay-Kuyu, Sakal, Kara-Dinek, Yalan-kaz, Üç Kilise ve Taşlıca adlı köyler ile Antep şehrinde ve yine Antep’e bağlı diğer bazı köy ve kasabalarda yaşıyorlardı. Bunlardan başka Mihmadlu ve Boz-Atlu obalarının da Kızıklar’a ait olduğunu biliyoruz.”
Zaman içinde bütün göçer boylar belli yerlerde iskâna tabi tutulunca, diğer oymaklar gibi Mahmatlı oymakları da bulundukları yerlerde iskân edilmişlerdir. Böylece göçerlik bitmiş, ancak pek çok boy ve oymak birbirinden ayrı düşmüştür. Artık boylar, oymaklar yok Türk milleti vardır. Mahmatlının başına gelenler diğer boylarında başına gelmiştir. Avşarlar, Bozulus, Rişvanlılar ve bütün Türkmen oymakları ülkenin dört bir yanına dağılmışlardır. Şüphesiz bunda büyük yarar vardır. Böylece, millet olma şuuru gelişmeye başlamıştır. Ancak, her boy ve oymak kendine has gelenek ve göreneklerini bugünlere dek korumuştur. Bu da Türk milletinin kültür zenginliğini oluşturmuştur.
Oğuzhan’ın oğullarından Yulduz han soyundan gelen dört boy vardır. Bunlar; Avşar, Beğdili, Kızık ve Karkın’dır. Ayrıca, Bozulus ve Rişvanlı Türkmenleri de Mahmatlı oymağı gibi, Kızık boyunun alt kollarındandır.
Biz yaptığımız araştırmalarda, Osmanlı Arşivleri Daire başkanı Orhan Sakin beyin, konuyla ilgili olarak yayınlamış olduğu, “Anadolu’da Türkmen ve Yörükler”
Haberi Arkadaşına Gönder | |
adlı kitabından yararlandık. Buna göre Osmanlı devleti arşivlerinde 1600’lü yıllarda gözüken kayıtlar dikkate alınmıştır. Hiç şüphesiz ki bu çalışma yapılması gereken çalışmalar yanında çok küçük bir bölüm olmakla beraber, bir başlangıç teşkil etmesi bakımından çok önemlidir. Bu çalışmasından dolayı Sayın Orhan Sakin beyefendiyi buradan kutluyorum. Bu çalışmadaki kayıtlar aşağıda görüldüğü gibidir.
1-Mahmudlar (Kara Mahmudlar) cemaati. (Ada k.), Silfke n, İç-il livası, TD:387, s.275
2-Mahmudlar urbanı cemaati: Teke liv, TD:166, s. 577
3-Mahmudlar cemaati: Ulu-yörük taifesinden, Ankara liv, TD:438, s.405
4-Mahmudlar cemaati, Esb-keşan, Turgud kz, Konya liv, TD:387, s. 242, 244
5-Mahmudlar cemaati, Tire kz, Aydın liv, TD:166, s.375
6-Mahmudlar Yörükleri cemaati, Kengiri liv, TD:438, s.743
7-Mahmudlar Yörükleri cemaati, Saruhan liv, TD: 166, s. 338
8-Mahmudlu cemaati, Beğdili taifesi,, tabi-i Şefkat bey, halp liv, TD:493, s.870
9-Mihmad cemaati, Kütahya liv, TD:438, s.22
10-Mihmad cemaati, Teke liv, TD: 166, s.576
11-Mihmadlu cemaati, Ağcakoyunlu kabilesi, Boz-ok kz, Bozok liv, TD:998, s.592
12-Mihmadlu cemaati, Dinek kabilesi, Boz-ok kz, Bozok liv, TD:998, s. 635
13-Mihmad hacılu cemaati, Beğdili taifesi, tabi-i Şefkat bey, Halep liv, TD:493, s.865
14-Mihmadlu cemaati, tabi-i Kızık, Halep liv, TD:493, s.973
15-Mihmadlu cemaati, Eymir taifesi, Yörükan-i Mar’aş, Mar’aş liv, TD:998, s.457
16-Mihmadlu cemaati, Kara-öyük mz, Karamanlu-yi Dinek kabilesi, Keskün nah, Bozok liv, TD:998, s. 616
Bizim çalışmalarımızın diğer bir kısmını da internet ortamından elde ettiğimiz bilgiler oluşturmuştur. Hiç şüphesiz çalışmanın bu yönünün de büyük eksikleri vardır. İnternet teknolojisi hayatımıza girdikten sonra, konuya ilgi duyanlar köyleri ve boyları adına web sayfası oluşturmuşlar ve sanal ortamda seslerini duyurmaya başlamışlardır. Biz de bu ortamda adreslerini tespit edebildiğimiz Mahmatlı köylerini dikkate alarak aşağıdaki listeyi oluşturduk.
İli İlçesi Köyü
1-Ankara Gölbaşı Mahmatlı
2-Ankara Gölbaşı Mahmatlı Bahçe
3-Samsun Vezirköprü Mahmatlı
4-Çorum Sungurlu Mahmatlı
5-Gümüşhane Kelkit Mahmatlı
6-Yozgat Sorgun Mahmatlı
7-Kırıkkale Merkez Yukarı Mahmatlı
8-Kırıkkale Merkez Aşağı Mahmatlı
9-Niğde Çamardı Mahmatlı
10-Aksaray Kürd Mahmatlı (Mihmadlu)
11-Kastamonu Taşköprü Bayramoğlu Mahmatlı Düz Yerleşimi
Türkiye dışında Mahmatlı adını taşıyan yerler:
Yunanistan Selanik Drama Mahmatlı
Burada itiraf edelim ki, boy ve aşiret araştırmalarında en büyük sıkıntı, ne amaçla yapıldığı bir türlü anlaşılamayan köy ve mezra adlarının değiştirilmesinden kaynaklanmaktadır. Eski adların ne anlama geldiği araştırılmadan, rast gele adlarla değiştirilmiş ve o köyün geçmişle bağı koparılmıştır. Umarız ki bu konuların önemine vakıf olan bir yetkili çıkar ve bu hatadan dönülmesini sağlar. Böylece de gerçeklere daha kolay ulaşılır. Türk milletinin geçmişinde kaçacağı, saklanacağı, gizleneceği hiçbir yanlışı yoktur.
Gelişen teknoloji sayesinde dünyamız daha da küçülmekte ve insanlar birbirleriyle daha kolay iletişim kurmaktadırlar. Bu durum herkes gibi Mahmatlı oymağı mensuplarına da avantajlar sağlamaktadır. Teknolojiyi iyi kullanarak birbirimizle iletişim kurmalı ve bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Bunu en azından, parçalanmaya çalışılan vatanımızın birlik ve bütünlüğünü korumak adına da olsa yapmalıyız. Yılda en az bir kere, her yıl yeniden belirlenecek olan bir yerde Türkiye Mahmatlı Oymağı Mensupları Kurultayı toplanabilir. Birlik ve beraberlik mesajları verilerek, ucu dışarıda olan bazı bölücü hareketlerin insanlarımızı kandırmasının önüne geçilebilir. Mahmatlı oymağı ve kardeş boylardan Avşar, Bozulus, Rişvanlı gibi özbe öz Türk olan bazı boylar içinde Türkçe anadilinin yanı sıra Kürtçe konuşanlar da bulunmaktadır. Bu kardeşlerimize durum net olarak anlatılmalı ve Kürtçe biliyor olmaları bir zenginliğe dönüştürülmelidir. Yine aynı boylar içinde inanç olarak, Alevi, Şafii ve Hanefi inancında olan boylar da vardır. Bu da bizim büyüklüğümüzü ve zenginliğimizi gösteren ayrı bir durumdur. Bu ayrıntılar bizim birliğimizi güçlendirici unsurlar olmalıdır. Hz. Peygamberin bir hadisinde buyurduğu gibi; “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” Bu hadis-i şerife uyarak, Hacı Bektaşı Veli hazretlerinin buyurduğu gibi; “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” Aksi takdirde birliğimizi koruyamaz ve azaba müstahak oluruz.
Bu düşüncelerle, “Mahmatlı Hacıömerli Oymağı Birinci Kurultayı”nı düzenleyen, Mahmatlı Hacıömerli Eğitim Kültür dayanışma ve Araştırma Derneği yöneticilerini kutluyorum. Bizimle iletişim kurarak bugün burada sizlerle bir arada olmamıza vesile olan, ayrıca bu çalışmalarda büyük emeği geçen Sayın Nafi Çağlar Hacıömerli ve Sayın Mehmet Demir Atmalı beyleri de içtenlikle kutluyorum. Kendilerinin bu konularda ne kadar hassas olduklarını biliyorum. Bizim köyümüz adına kurulan Mahmatlıköyü adlı siteye sanal ortamda ulaşıp, bize çağrı atmasalardı, sizlerden haberimiz bile olmayacaktı. Biz, bu birliktelikten sonra kendimizi daha bir güçlü hissedeceğiz. Sizlerin bu düşüncelerle buralarda var olduğunuzu bilmek, gücümüze güç katacaktır. Gaziantepli akrabalarımızla buluşmuş olmaktan dolayı çok mutluyum.
Ben Ankara Gölbaşı Mahmatlı Köyü adına hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor, bu çalışmalarınızın devamı ve başarısı için duacı olduğumu bildiriyorum. Allaha emanet olun.
Muharrem KILIÇ
Ankara, Gölbaşı Mahmatlı Köyü (Mahallesi)
mkilic55@gmail.com
MAHMATLI DERNEĞİ KURULTAYINA
Sözlerime selam ile başlarım,
Merhaba! Sevgili karındaşlarım.
Yesevi’ce kendi nefsim taşlarım,
Oğuz soylarından soyumuz vardır.
Oğuzhan atamdır, dedem Yulduz han,
Amcam Afşar, Beğdili ve de Karkın’dan,
Hepimizin boy babası Kızık han,
Kızık boylarından boyumuz vardır.
Bayındır, Çavuldur, Kınık ve Kayı
Bunlar akrabamız, amuca, dayı.
Hepsinin içinde Mahmatlı Köyü,
Köyleriniz gibi köyümüz vardır.
Bozulus, Bozatlı öz kardaşımız,
Döger, Büğdüz, Salur hep yoldaşımız.
Bayat, Çepni, Kıpçak da haldaşımız,
Yirmi dört boydan da payımız vardır.
Vezirköprü, Sorgun, Kelkit, Çamardı
Ankara’dan Taşköprü’ye uzardı.
Her birinde akraba Mahmatlı vardı,
Milyonları tutan sayımız vardır.
Bu topraklar harman olmuş bizimle,
Anlatmaya çalışırım sazımla,
Yolda uzak, kalpte yakın sizinle,
Bu vatan üzeri sayemiz vardır.
Karayılan, Şehit Kamil bizimdir.
Bu toprağı vatan yapan özümdür.
Hepinizin sözü benim sözümdür.
Bir de Osmanlı’da Kayı’mız vardır.
Birisi Mahmatlı, biri Atmalı
“Güne dek harasız” diye çatmalı (Bugüne kadar neredeydiniz)
Bu sevgi hepimizi kuşatmalı,
Antep de, Maraş da dayımız vardır.
Yollar uzaksa da gönüller yakın,
Bundan sonra uzak kalmayın sakın,
Birfani kardeşiniz burada bakın!
Kiya’da içilmiş çayımız vardır.
Muharrem KILIÇ
MAHMATLI HACI ÖMERLİ OYMAĞI EĞİTİM KÜLTÜR DAYANIŞMA VE ARAŞTIRMA DERNEĞİ 1.KURULTAYI
1.Kurultaya Katılanlar
Nafi Çağlar MAHMATLI
Nafi Çağlar (H.M.o.)
Ekrem Zirek
Reşit Zirek
Aydın Çağlar
Bayram Çağlar
Önder Çağlar
Mahmut Özay
Doğan Zirek
Onur Çağlar
Özer Çağlar
Memik Çağlar (Hüs.o.)
Nevzat Çağlar
Soner Çağlar
Hacımustafa Çağlar
Mehmet Çağlar
Hüseyin Çağlar
Mehmet Zirek
Mehmet Nuri Özay
Ömer Aytekin
Hcımehmet Doğan
Vakkas Doğan (Hacı oğlu)
Memik Topuz (Hamit oğlu)
Köyün Gençleri
Koçlu
Ahmet Çaldıran
Erdal Çaldıran
Osman Çaldıran
Resul Akbulut
Abdullah Sönmez
Mehmet Sönemz (Tekten Maamet)
Gedikkuyu
Vehbi Çatal
Dülese (Seymenli)
Mehmet Özalkan
Aşağı Tandırcık
Murat Tan
Mehmet Ali Tan
Metin Tan
Fikret Tan
Ersin Tan
Hulusi Tan
Yukarı Tandırcık (Çatlaklar)
Gemrik (Ilıcak)
Aşağı Höcüklü
Nurettin Zirek
Yaşar Zirek
Mehmet…
Kızıkmuratlı (Bediren)
Ali Başkahraman
Seydi Başkahraman
Muhammed Başkahraman
Ballık
Ali Yıldırım
Ve bir arkadaşı
Karacaburç
Mustafa Kayalı
Ankara
Muharrem Kılıç
Şanlıurfa
Nusret Kaya
Hasan Çay
Ömer ..
…
…
…
Bizim Eller (Olay Tv.)
Servet Çevik
Orhan Çevik
Musabeğliler Derneği
Şahin Ekerbiçer
Ökkeş Gün
Vakkas Görgülü
Rışvanlar Derneği
Mehmet Demir Atmalı
Kuvva-i Mücahitler Derneği
Erol Güler
Kadınlar
Gülsen Çağlar
Zöhre Çağlar ,
Zehra Çağlar
Yasemin Çağlar
Keziban Çağlar
Piraye Çağlar
Nevin Başkahraman
Dayımın kızları Yüksel ve Nilüfer
Köyün kadınları
Diğer
Dayımın kızı Yüksel’in eşi
Koçlu köyünün muhtarı
Kara Liste;
Bakırca’ya…
2.Çekim için Gemrik köyüne gittiğimizde, Hacı Özdemir’i evinin örtmesinde ve oğlu Muammer’i de okulun bahçesinde gördük…Yanımıza da gelmediler…Halil Özdemir ise yanımıza geldi ve daha biraz önce ise bizim köyde idi.
3. Mustafa oğlu Ahmet Geçer’in bizim köyde tarlanın içinde olduğunu söylediler…
4.Ertesi gün (17 Ağustos 2009 Pazartesi günü) ; Orhan Şahin ve ailesi, Memed Amcamın kızı Meryem ve eşi Cuma Gezer ,Memed Amcamın kızı Hapa ve eşi İsmet Şahin öğleden önce, Memed Amcamın kızı Sevim ve eşi Kemal Şahin ve kızları Emel ve de Şükrü oğlu Mehmet Çağlar ikindi vakti köye geldiler.Mustafa Amcamın kızı Meryem’in çocukları köyde geziyorlardı.
5.İkindi vakti rahmetli Deli Memed amcamdan kalan damın dibinde Kemal Şahin ve Sait Çağlar oturmuş konuşuyorlardı. Bende aşağıdan Yüksel ablam gilden gelip köy odası
İstikametine giderken onlara sadece usulen selam verdim ve durup konuşmadım.
6.Karayusuflu köyünden; Mehmet Döner, İmam Döner, Nevzat Çağlar(Hasan oğlu),
Seydi Arslan, Şükrü Çağlar,Sait Çağlar, Mustafa Topuz, Kadir Şahin,
Köyde oldukları halde toplantıya katılmadılar…
7. ŞAHİN, GEÇER, ÖZDEMİR ,YANARDAĞ, ÇOPUR.DURDU ve ÇAPAR soy adlarından
Hiç katılan olmadı…(Çağlar, Tan, Zirek Özay ve Özalkan soy adları katkıda bulundu özellikle…)
Beyaz Liste
(Çağlar, Tan, Özay Zirek ve Özalkan soy adları katkıda bulundu özellikle…)
Nafiz Tançağlar
Nafi Çağlar (Hacımustafa oğlu)
Mehmet Çağlar-1 (Memik Kiya oğlu)
Hacı Mustafa Çağlar
Cemal Çağlar
Aydın Çağlar
Bayram Çağlar
Mustafa Çağlar (Muzaffer oğlu)
Nevzat Çağlar -2 (Şükrü oğlu)
Navzat Çağlar-3 (Nihat oğlu)
Önder Çağlar
Habibe Çağlar
Keziban Çağlar
Zehra Çağlar ,
Zöhre Çağlar
Gülsen Çağlar
Yasemin Çağlar
Ekrem Zirek
Reşit Zirek
Doğan Zirek
Mehmet Zirek
Yüksel Zirek
Hatice Zirek
Mehmet Özalkan
Mehmet Nuri Özay
Mahmut Özay
Mehmet Ali Tan
Metin Tan
Murat Tan
Hulusi Tan
Hamit Topuz
Hacı Mehmet Doğan
Ve kadınlar
MAHMATLI / MİHMADLU / BUDUNLU OYMAĞI
2.KURULTAYI
Mahmatlı Oymağı 2.Kurultayı / 19 Kasım 2010 ; Gaziantep/Şehitkamil/Karayusuflu
MAHMATLI/MİHMADLU/BUDUNLU OYMAĞI 2.KURULTAYI
Oğuz boylarından olan Mahmatlı Oymağının 2. Kurultayı, 19 Kasım 2010 tarihinde Gaziantep İlimize bağlı Şehit Kamil İlçesi Kara Yusuflu Köyünde yapıldı.
Geçen yıl yapılan ilk kurultaya Ankara Gölbaşı Mahmatlı temsilcisi ile Gaziantep’te bulunan ve oymağa bağlı yakın ilçelerden, köylerden temsilcilerin katılmıştı. Bu yıl Urfa(Karakeçili aşireti), Ankara, Kahramanmaraş, Nevşehir Avanos ve Gaziantep’ten temsilcilerin katıldığı kurultayda, Mahmatlı oymağı ve Rişvan aşiretleri üstüne yapılan çalışmalar ele alındı. Katılımcıların yaptığı konuşmaların birlik ve beraberlik ve farklı dilleri konuşuyor olsak ta aynı boydan ve soydan olunduğu ifade edildi.
Organizasyonu gerçekleştiren Nafiz Çağlar Mahmatlı tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından, Araştırmacı Yazar Rişvan aşiretinden Mehmet Demir Atmalı tarafından “Mahmatlı Oymağı Bölgesel Tarihi ve Rişvan Bağlantısı” konulu sunumu ilgiyle izlendi. Ankara Gölbaşı Mahmatlı Oymağından Araştırmacı- Yazar Muharrem Kılıç ise “Mahmatlı Oymağı Genel Tarihi ve Kızık boyu ile Bağlantısı” üzerine bir konuşma yaptı. Kılıç, yaptığı konuşmada “Türk Milletinin zor bir dönemden geçtiğini ve kültür değerlerimize, birbirimize sahip çıkmamız gerektiğini” vurguladı.
Konuk Oğuz boylarının temsilcilerinin yaptığı heyecanlı konuşmaların özünde yapılan toplantıların önemi vurgulandı. Davet edilen Mahmatlı Oymağına bağlı bölgelerin (Balıkesir, Aksaray, Yozgat ve Çorum’da bulunan Mahmatlı oymakları)temsilcilerinin kurultaya gönderdiği selam ve mesaj, bundan sonraki kurultayların daha kalabalık olacağının işaretini verdi.
Nevşehir Avanos Mahmat Belde belediye başkanı Faruk Ceyhan’ın da konuşma yaptığı kurultayda, katılımcılar arasında son konuşmayı Ankara Gölbaşı Mahmatlı Oymağı temsilcilerinden İsmail Kandemir yaptı. Kandemir konuşmasında “Allah’ın insanları nimetler ve sabır üzerinden sınava tabi tuttuğunu, Türk Milletinin tarih boyunca önemli sınavlar verdiğini ve başardığını” söyledi. Bugün de milletimizin birlik beraberlik sınavından geçtiğini, oğuz boyları olarak birbirimize sahip çıkmamız, ülkemize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek için üstümüze düşeni yapmamız gerektiğini, farklı siyasi partilerin mensubu olmaktan değil; kardeş olmamızdan gelen bir bağlılıkla, Türk yurdunun ve milletinin birliğine sahip çıkıp tavır koymamız gerektiğini” vurguladı.
3. Kurultayın Nevşehir Avanos Mahmat Beldesinde, 4. kurultayın da Ankara Gölbaşı’nda yapılmasının kararlaştırıldığı buluşma, Araştırmacı Nafi Çağlar Mahmatlı’nın yaptığı teşekkür konuşması ile sona erdi.
Kurultaya katılan oğuz boylarının temsilcileri arasında yaşanan kaynaşma, Türk Milletinin bu dayanışmaya ne kadar çok ihtiyacı olduğunu ve milli bütünlüğü sağlamanın, bu nitelikte buluşmalar, ziyaretler ve yüzyüze görüşmelerle sağlanabileceğini gösterdi. Kürtçe konuşan Karakeçili ve Rişvan Aşireti temsilcilerinin Türk’çe duruşları, her anlamda mücadele azmi içinde olduklarını gördüğümüz katılımcıların kardeşlik heyecanları kurultaya damgasını vurdu. Birlikte Kur’an-Kerim ve mevliti dinleyen temslcilere şerbet ikram edildi. Yemek esnasında gerçekleştirilen sohbetlerde, Oğuzdan gelen kardeşliğimizin pekiştirilmesi ve boy temsilcilerine ulaşılması, Mahmatlı Oymakları konusunda araştırılmaya devam edilmesi, yakın illerden başlamak üzere kurultaya kadar ziyaret ve görüşmeler yapılması, araştırmaların ve basılan eserlerin kurultay üyelerine ulaştırılması ve ilişkilerimizin canlı tutulması üzerinde duruldu.
Yüce Türk Milleti adına atılan önemli bir adım olan bu kurultayın, tüm oğuz boyları tarafından da gerçekleştirilmesi arzusuyla, Mahmatlı Oymağı 2. Kurultayının birliğimiz ve beraberliğimizin devamına vesile olmasını diliyoruz.
Ankara Gölbaşı Mahmatlı Oymağı Katılımcıları adına;
İsmail Kandemir
KURULTAY RESİMLERİMİZ :
http://picasaweb.google.com/isoca06/MAHMATLIKURULTAYI2# (Resimler: İsmail Kandemir)
http://picasaweb.google.com/isoca06/MAHMATLIKURULTAYI1# (Resimler: Muharrem Kılıç)
Resimlere ulaşmak için yazılı olan linki kopyalayıp adres kısmına yapıştırarak ya da alttaki linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz.
http://picasaweb.google.com/isoca06/MAHMATLIKURULTAYI2#
http://picasaweb.google.com/isoca06/MAHMATLIKURULTAYI1#
Kurultayın, Mahmatlı Ailesi ve Türk Milleti için hayırlara ve başarılı çalışmalara vesile olmasını diliyorum.
bu çalışmaları yapan bütün arkadaşlara selamlarımı iletip herkesin gözlerinden öpüyorum.Ankaradan, avanostan ve gölbaşından katılan başta muharrem kardeşim dahil herkesten Allah razı olsun.Aziz Türk milletinin geleceğini karartacak olan bölücü fitnenin, yapılacak Türkmen şenlik ve kurultayları ile kesilebileceğine durulabileceğine olan inancım bir kez daha yenilendi.Bundan sonkaki bütün kurultaylarda bulunma sözümü verirken başarılarımızın devamını aziz milletimizin bekası için istiyorum.tevafuk Allahtandır.
MAHMATLI 2. KURULTAYINA
Sözlerime selam ile başlarım,
Merhaba! Sevgili karındaşlarım.
Yesevi’ce kendi nefsim taşlarım,
Oğuz soylarından soyumuz vardır.
Oğuzhan atamdır, dedem Yulduz han,
Amcam Afşar, Beğdili ve de Karkın’dan,
Hepimizin boy babası Kızık han,
Kızık boylarından boyumuz vardır.
Bayındır, Çavuldur, Kınık ve Kayı
Bunlar akrabamız, amuca, dayı.
Hepsinin içinde Mahmatlı Köyü,
Köyleriniz gibi köyümüz vardır.
Bozulus, Bozatlı öz kardaşımız,
Döger, Büğdüz, Salur hep yoldaşımız.
Bayat, Çepni, Kıpçak da haldaşımız,
Yirmi dört boydan da payımız vardır.
Vezirköprü, Sorgun, Kelkit, Çamardı
Ankara’dan Taşköprü’ye uzardı.
Her birinde akraba Mahmatlı vardı,
Milyonları tutan sayımız vardır.
Bu topraklar harman olmuş bizimle,
Anlatmaya çalışırım sazımla,
Yolda uzak, kalpte yakın sizinle,
Bu vatan üzeri sayemiz vardır.
Karayılan, Şehit Kamil bizimdir.
Bu toprağı vatan yapan özümdür.
Hepinizin sözü benim sözümdür.
Bir de Osmanlı’da Kayı’mız vardır.
Birisi Mahmatlı, biri Atmalı
“Güne dek harasız” diye çatmalı (Bugüne kadar neredeydiniz)
Bu sevgi hepimizi kuşatmalı,
Antep de, Maraş da dayımız vardır.
Yollar uzaksa da gönüller yakın,
Bundan sonra uzak kalmayın sakın,
Birfani kardeşiniz burada bakın!
Kiya’da içilmiş çayımız vardır.
Muharrem KILIÇ
Mahmatlı oymağına mensup sevgili kardeşlerim, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bu selamım aynı zamanda, Mahmatlı boyunun bağlı olduğu tüm Kızık boyu mensuplarına, Kızık boyunun diğer kardeşleri olan Avşar(Afşar), Beğdili (Badıllı), Karkın boylarının mensuplarına ve bu dört kardeşin ataları olan Yıldız (Ulduz) Han’a dır. Ve de ayrıca, Yıldız Han’ın diğer beş kardeşi olan; Gün Han, Ay Han, Gök Han, Dağ Han ve Deniz Han’adır. Kısacası, Oğuz ataya ve onun altı oğlu ve 24 torununadır.
Gaziantep, Şehit Kamil ilçesi Karayusuflu köyünde yapılan 2. Mahmatlı kurultayına katılan Rişvanlı kardeşlerimizin, Kızık Han’ın dört oğlundan Beğdili’nin torunları olduğunu bilmek, Karakeçililerin Kayı beyin torunları olduğunu bilmek, Anadolu coğrafyasında ikinci dirilişimiz olan 1071 Malazgirt zaferinin nasıl kazanıldığını bilmek demektir. Bu konuda detaylar içeren yazımızdan evvel, konuyla ilgilenen her yaştan kardeşimize 24 Oğuz boyu hakkında bir hatırlatma yapmakta yarar olduğunu düşünüyorum.
“Boz-Oklar: Dış Oğuzlar da denip, Sağ kolu teşkil ederler.
1. Gün-Alp/Gün-Han: Sembolü şâhin. Oğulları:
a) Kayıg/Kayı-Han: “Sağlam, berk” anlamındadır. Üç kıta ve yedi denize altı yüz yıldan fazla hâkim olan Osmanlı sülâlesi bu boydandır. Kayı Boyundan Ertuğrul Gâzi ve her biri birer müstesnâ şahsiyete sâhip, çoğu dâhî, cihangir, kumandan, şâir ve sanatkâr olan Osmanlı sultanları, Kayı Han neslinin kıymetini göstermeye kâfidir.
b) Bayat: “Devletli, nîmeti bol” anlamındadır. Maraş ve çevresine hâkim olan Dulkadiroğulları, İran’da Kaçarlar, Horasan’da Kara Bayatlar, Maku ve Doğubeyazıt hanları, Kerkük Türkmenlerinin çoğu, bu boydandır. Dede Korkut kitabını 1480’de Hicaz’da yazan Tebrizli Hasan ve meşhûr şâir Fuzûlî bu boydandır.
c) Alka-Bölük/Alka-Evli: “Nereye varsa başarı gösterir” anlamındadır. Türkiye ve Âzerbaycan’daki Alaca, Alacalılar adı taşıyan yerler bu boyun hatırasıdır.
d) Kara-Bölük/Kara-Evli: “Kara otağlı (çadırlı)” anlamındadır. Karalar ve karalı gibi coğrafî yer adları bunlardan kalmadır.
2. Ay-Alp/Ay-Han: Sembolü kartal. Oğulları:
a) Yazgur/Yazır: “Çok ülkeye hâkim” anlamındadır. Ab-Yabgu devrindeki Yenibent Yabguları, Batı Türkistan’daki Cend Emirleri, Kara-Daş denilen Horasan Yazırları, Ahıska’dan aşağı Kür boyundaki Azgur-Et (Azgur Yurdu) Kalesi, Kürmanç Kürtlerinin Azan Boyu, Toroslardaki Gündüzoğulları Hanedanı bu boydandır.
b) Tokar/Töker/Döğer: “Dürüp toplar” anlamındadır. Yenikentli Vezir Ayıdur, Harput-Diyarbakır-Mardin hâkimleri, Artuklular, Sincar-Siverek, Suruç arasında hâkim eski Caber Beyleri, Memluklar devrinde Halep Döğeriyle Hama Döğerleri, bugünkü Mardin-Urfa arasında yirmi dört oymaklı Kürt Döğerleri, Hazar Denizi doğusundaki Saka Boyu Takharlar; Şavşat’taki Ören kale, To-Kharis ve Malatya’nın Tokharis bucağı, Dağıstan’daki Digor ve Kars ve Arpaçay sağındaki Digor kazası bu boydan hatıradır.
c) Totırka/Dodurga/Dödürge: “Ülke almak ve hanlık yapmak” anlamındadır. Sivas doğusundaki Tödürgeler bu boydandır.
d) Yaparlı: “Misk kokulu” anlamındadır. Zaza Çarekliler ve misk ticareti yapan Yaparı Oymağı bu boydandır. Yaparı Oymağının Akkoyunlu ve Giraylı camilerinin mihrap duvar harcına bu güzel ıtriyattan kattıklarından hâlâ hoş kokmaktadır. Diyarbakır ve Kırım’da hatıraları vardır.
3. Yıldız-Alp/Yıldız Han: Sembolü tavşancıl. Oğulları:
a) Avşar/Afşar: “Çevik ve vahşî hayvan avına hevesli” anlamındadır. Hazistan Beyleri, Konya’daki Karamanoğulları, İran’daki Avşarlı Nâdir Şah ve hanedanı, Ürmiye ve Horasan Afşarları bu boydandır.
b) Kızık: “Yasakta pek ciddi ve kuvvetli” anlamındadır. Gaziantep, Halep ve Ankara çevresindeki Kızıklar, Doğu Gürcistan’da ve Şirvan batısındaki ovaya Kızık adını verenler bu boydandır.
c) Beğdili: “Ulular gibi aziz” anlamındadır. Harezmşahlar, Bozok/Yozgat-Raka/Halep çevresindeki Beğdililer, Kürmanç Badılları bu boydandır.
d) Karkın/Kargın: “Taşkın ve doyurucu” anlamındadır. Akkoyunlu-Dulkadiroğlu ve Halep-Hatay bölgesindeki Kargunlar, Doğu Anadolu ve Âzerbaycan’daki ilkbaharda eriyen karların suları ile kopan sel ve su kabarmasına da Kargın/Korkhun denilmesi bu boyun adındandır.
Üç-Oklar: İç Oğuzlar da denilip, sol kolu teşkil ederler.
1. Gök-Alp/Gök Han: Sembolü sungur. Oğulları:
a) Bayundur/Bayındır: “Her zaman nîmetle dolu yer” anlamındadır. Akkoyunlular sülâlesi, İzmir’den Âzerbaycan’daki Gence’ye kadar Bayındır adlı yerler bu boydan gelir.
b) Beçene/Beçenek/Peçenek: “İyi çalışkan, gayretli” anlamındadır. Karadeniz kuzeyi ile Balkan Yarımadasına göçen ve 1071 Malazgirt ile 1176 Miryokefalon Meydan Muhârebelerinde Bizanslılardan ayrılarak Selçuklular safına geçen Peçenekler, Dicle Kürmançlarının iki ana kolundan güneydeki Beçene Kolu, Ankara-Çukurova Halep bölgelerindeki Türkmen oymaklarından Peçenekler bu boydandır.
c) Çavuldur/Çavındır: “Ünlü, şerefli, cavlı” anlamındadır. Türkmenistan’da Mangışlak Çavuldurları, Çorum çevresindeki Çavuldur ve Anadolu’daki Çavdar Türkmen oymakları, Erzurum ve çevresindeki Çoğundur adlı köyler bu boyun adından gelmektedir.
d) Çepni: “Düşmanı nerede görse savaşıp hemen çarpan, vuran ve hızlı savaşan” anlamındadır. Rize-Sinop arasındaki çok usta demirci Çepniler ve Çebiler, Kırşehir, Manisa-Balıkesir çevresindeki ve Kars ile Van bölgelerinde Türkmen Oymağı Çepniler bulunmaktadır.
2. Dağ-Alp/Dağ Han: Sembolü uçkuş. Oğulları:
a) Salgur/Salur: “Vardığı yerde kılıç ve çomağı ile iş görür” anlamındadır. Kars ve Erzurum hâkimi Salur Kazan Han Sülâlesi, Sivas-Kayseri hükümdarı âlim ve şair Kadı Burhâneddin Ahmed ve Devleti, Fars Atabegleri, Salgurlular, Horasan’daki Teke-Yomurt ve Sarık adlı Türkmenlerin çoğu bu boydandır.
b) Eymür/Imır/İmir: “Pek iyi ve zengin” anlamındadır. Akkoyunlu, Dulkadirli ve Halep Türkmenleri içindeki Eymürlü/İmirlü oymakları, Çıldır ve Tiflis’teki iyi halıcı ve keçeci Terekeme Oymağı bu boydandır.
c) Ala-Yontlup/Ala-Yundlu: “Alaca atlı, hayvanları iyi” anlamındadır. Yonca kelimesi bu boyun hatırasıdır.
d) Yüregir/Üregir: “Daima iyi iş ve düzen kurucu” anlamındadır. Orta Toros ve Çukurova Üç-Oklu Türkmenlerinin çoğu, Adana’daki Ramazanoğulları bu boydandır.
3. Deniz Alp/Deniz Han: Sembolü çakır. Oğulları:
a) Iğdır/Yiğdir/İğdir: “Yiğitlik, büyüklük” anlamındadır. İçel’in Bozdoğanlı Oymağı, Anadolu’da yüzlerce yer adı bırakan İğdirler, İran’da büyük Kaşkay-Eli içindeki İğdirler ve Iğdır adı, bu boyun hâtırasıdır.
b) Beğduz/Bügdüz/Böğdüz: “Herkese tevâzu gösterir ve hizmet eder anlamındadır. Dicle Kürtleri ilbeği olup, Hazret-i Peygamber’e elçi giden (622-623 yılları arasında Medîne’ye varan), Bogduz-Aman Hanedanı temsilcisi ve Kürmanç’ın iki ana kolundan Bokhlular/Botanlar, Yenikent-Yabgularından onuncu yüzyıldaki Şahmelik’in Atabegi Kuzulu, Halep Türkmenlerinden Büğdüzler bu boydandır.
c) Yıva/Iva: “Derecesi hepsinden üstün” anlamındadır. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşâh (1072-1092) devrinde Suriye ve Filistin’i feth eden Atsız Beğ, 12. yüzyılda Hemedân batısında Cebel bölgesi hâkimleri Berçemeoğulları, Haçlıları Halep çevresinde yenen Yaruk Beg, Güney-Âzerbaycan’daki Kaçarlu-Yıva Oymağı bu boydandır. Ankara’da çok makbul yuva kavunu bu boyun yerleştiği ve adları ile anılan köylerde yetişir.
d) Kınık: “Her yerde aziz, muhterem” anlamındadır. Büyük ve Anadolu Selçuklu devletleri, Orta Toroslardaki Üçoklu Türkmenler, Halep-Ankara ve Aydın’daki Kınık Oymakları bu boydandır.
Oğuzlarla ilgili diğer bilgiler: Oğuzlar, Oğuz Boyu Bugün; Türkiye, Balkanlar, Azerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan’da yaşayan Türklerin ataları olan büyük bir Türk boyu. Oğuzlara, Türkmenler de denir.
Oğuz kelimesinin türeyişiyle ilgili çeşitli fikirler ileri sürülmüştür. Kelimenin boy, kabile mânâsına gelen “Ok” ve çokluk eki olan “z”nin birleşmesinden “Ok-uz” (oklar, koylar) anlamında olduğu ileri sürüldüğü gibi, oyrat (haşarı, yaramaz) kelimesinin eş anlamlısı olduğunu iddiâ edenler de vardır. Ancak kelime, Anadolu ağızlarında “halim selim, ağırbaşlı” mânâlarına da kullanılmaktadır. Arap kaynaklarında ise “guz” veya “uz” şeklinde geçmektedir.
İlk zamanlar Üçok ve Bozok adlarıyla iki ana kola ayrılmış olan Oğuzlar, daha sonraki devirlerde, Dokuz Oğuz, Altı Oğuz, Üç Oğuz adlarında boylara da ayrıldılar. Oğuzlar, yirmi dört boydan meydana gelmişti. Bunlardan on ikisi Bozok, on ikisi Üçok koluna bağlıydı. Tarihçiler, hazırladıkları cetvellerde Oğuz boylarının adlarını, sembollerini ve ongunlarını (armalarını) göstermişlerdir. Buna göre, Bozoklar; Kayı, Bayat, Alka Evli, Kara Evli, Yazır, Dodurga, Döğer, Yaparlu, Afşar, Begdili, Kızık, Kargın; Üçoklar ise; Bayındır, Peçenek, Çavuldur, Çepnî, Salur, Eymur, Ala Yundlu, Yüreğir, İğdir, Büğdüz, Yıva, Kınık boylarına ayrılmışlardı. Bugün Türkiye’de yirmi dört Oğuz boyuna ait işaret ve yer adlarına çok rastlanmaktadır.
Oğuz adına ilk defa Yenisey Kitabelerinde rastlanmaktadır. Barlık Irmağı yöresinde bulunan bu kitabelerde; “Altı Oğuz budunda” sözü yer almaktadır. Öz Yiğen Alp Turan adlı bir beye ait olan bu kitabelerin yazıldığı devirde, Oğuzlar, Göktürkler’in hakimiyeti altında altı boy hâlinde Barlık Irmağı kıyılarında yaşamakta idiler.”
http://www.bilgicik.com/yazi/24-oguz-turk-boyu/
Yukarıdaki açıklamaları okuyan her kardeşimiz, Anadolu Türk vatanının her karışının, Oğuz boyları tarafından nasıl ilmek ilmek işlendiğini görecektir. Bizi birbirimize yabancı kılmaya, birbirimizden uzaklaştırmaya, birlik ve bütünlüğümüzü bozmaya, anavatanımızı bir mozaikler diyarı gibi lanse etmeye çalışanların, ne kadar büyük bir bilgisizlik ve hatta gaflet içinde olduklarını görecektir. Bizler Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşları olarak, “İnsan”a gerekli önemi ve değeri verir, “Yaratılımşı, yaratandan dolayı hoş görürüz.” Bu vatan coğrafyasında binlerce yıldan beri hiç bir zaman ırkçılık yapmadık, şimdi de ırkçılığa en çok karşı çıkanlar bizleriz. Ancak günümüzde bizim bu özelliklere sahip olmamız yetmiyor. Vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği, dış güçler ve onların oyunlarına alet olanlar tarafından bozulmaya çalışılıyor. Bizim tavrımız ise tıpkı atalarımızın tavrı gibidir:
“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” Hz. Muhammed.
“Birlikten kuvvet doğar” Oğuz Han
“Bir olalım, iri olalım, diri olalım” Hacı Bektaş-ı Veli
“Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü,
Yaratılmışı hoş gördük,
Yaratandan ötürü.” Yunus Emre
Sevgili kardeşlerim, vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği, dilimiz ve bayrağımızın tekliği uğrunda ne kadar emek versek azdır. Bu nedenle, Oğuz boyları konusunda yapılan araştırmaları okuyalım, çevremize ve çocuklarımıza okutalım ve her nerede olursa olsun, bu tür toplantılara katılıp güç verelim. Bu yaptığımızın, Türk milletinin bir vicdan borcu olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla.
Muharrem KILIÇ
Sayın Abdulbaki Günışığı beğin, kendisinin de bizzat katılmış olduğu Mahmatlı Türkmenleri 2. Kurultayı ve 1. Güz Şöleni ile ilgili olarak, 11nisan.com adresinde yayınlanan yorumu ektedir.
Saygılarımızla.
Muharrem KILIÇ
MAHMATLI, RIŞVANLI, ATMALI VE KIZIK TÜRKMENLERİ 1.GÜZ ŞÖLENİ
Abdulbaki GÜNIŞIĞI
abdulbaki_gunisigi@mynet.com
25-11-2010
Sayın ve değerli kardeşim Nafi Çağlar Mahmatlı kardeşimin Atamız ve dedemiz Ertuğrul gazinin anma törenlerinde söğütte yaptığı davet üzerine ben Kahramanmaraştan ve Urfa dan Suruç ilçesinden kıymetli büyüğüm değerli Türkmen kocası sayın Cindi yıldız ve çok değerli kardeşi sayın Abdulkadir Yıldız ve gene çok değerli muhtarım ve ağabeğim sayın Müslüm Yüksel ve kıymetli torunları Mehmet yıldız ve diğer karakeçili beğleri ve Gaziantep Kargamış ilçesinde mukim karakeçili beğlerinden sayın Mehmet uzunarslan ve amcaları yegenleri ve tarihçi sayın sait uzunarslan beğ ile Gaziantep in Yavuzeli ilçesi kavşağında buluştuk. Oradan üç araç ile şölenin yapılacağı Hacı Ömerli oymağının köyü olan Kara Yusuflu köyüne doğru yola çıktık.Yol boyunca uğradığımız bütün köyler rışvanlıya tabi Türkmen köyleri idi.değerli büyüğüm Mahmut Rışvanoğlu abiyi bu arada anmadan olmaz.Güneydoğudan Ankaraya kadar rışvanlıya tabi olmayan bir Türkmen boyu yok gibi.Rışvanlı aşireti ve kendisine tabi Türkmen aşiretleri bozulus Türkmenlerine dahil Türk boylarıdır.Köye vardığımız zaman yigit Türkmen gençleri tarafından karşılanıp çay ikram edildi.Sayın nafi beğ gençleri bu konularda güzel yetiştirmiş.Zaten Türkmenin mayasında vardır misafir ağırlamak.Ankaradan, gölbaşından,Avanostan ve oraya bağlı Mahmatlı beldesinden gelen misafirlerinde ulaşması ile kurultay resmi töreni başladı.sayın nafi beğin açılış konuşmasının ardından istiklal marşımızı içten ve gür bir sesle okuduktan sonra günün önemi ve mahmatlı oymağının Atmalı ve Rışvanlı ve Kızıklı Türkmenleri ile ilgisi ve akrabalığı üzerine sayın araştırmaca yazar Mehmet demir Atmalı kardeşim bir güzel çalışma yapmış onu bizlerle paylaştı.Yüzünde Türkmenlere mahsus bir mertlik olan sayın Atmalı kardeşimi tebrik ediyor ve çalışmalarına ara vermeden devam etmesini bekliyorum.Osmanlının değer verdiği kadar var, rışvanlı hakikaten çok değerli insanlar yetiştirmiş.Daha sonra kürsüye gelen araştırmacı yazar ve şair sayın Muharrem kılıç beğ çok güzel bir araştırma konusunu orada anlattılar.Memleketin birlik ve beraberliği için bu toplantıların önemi bir kez daha anlaşılmış oldu. Lütfettiler bendenizde birkaç laf ettim.Ben daima mensubu olduğum urfamın ve urfamın çok kıymetli Türkmenleri adına söz aldım.Her yerde bu sorumluluğum içinde laflar ettim.Karakeçili Türkmenleri ve kıymetli beğleri daima onların sözcülüğünü yapma şerefini bu toplantılarda bana verdikleri için onlara minnettarım.Cindi ağabeğin bu desteğini hiç ödeşemem.Daha sonra Cuma namazı için camide toplanıp namazımızı eda ettik.Ardından okunan mevlit ve atalarımızın ruhlarına okunan dualarla tekrar derneğin toplantı yapılan yerine geri geldik.Köyün en güzel yerinde yapılan dernek binası daha yapılma aşamasında olmasına rağmen cok güzeldi.Devletimizin saçma sapan projeler için milyarlarını harcatan dernek ve kurumların bu çalışmalar için bir kuruş ayırmamasına çok içerledim.Memleketi bölmek için bütün gücü ile çalışan bölücü fitnenin bitmez tükenmez para desteğine karşı kendi devletimizde Türkmen dermeklerine ve toplantılarına özelikle doğu ve güneydoğuda açılan Türkmen derneklerine yardım etse bölücü fitnenin önü kan dökülmeden alınır.Çünkü bu toplantılarda Kürtçe , zazaca ve Arapça konuşan Türkmen boyları bir araya gelip akrabalıkları ve kardeşliklerini pekiştiriyor ve aralarındaki bağları tekrar ihdas ediyorlar.Yüzyılların ihmali ile unutulan akrabalık ve töreler tekrar canlandırılıp milletimizin birlik ve beraberliği pekiştiriliyor.Toplantıda söz alan gençler ve büyükler bu üç aşiretin bir olduğunu ve akraba olduklarını yaptıkları konuşmalarda ve araştırmalarla ortaya koydular.Daha sonra yenilen şölen yemeği ile ayrılık vaktı geldi.Avanosta mahmatlı beldesi belediye başkanı kardeşim bir dahaki sefere hepimize kırgız kalpağı üzerine mahmatlı oymağının damgası bulunan kalpaklar hediye edeceği sözünü vererek üçüncü kurultayın kendi beldelerinde olmasını istedi.Urfadan ve gaziantepten gelen arkadaşlarım ve büyüklerim ile sayın Nafi çağlar Mahmatlı kardaşımdan izin istedik ve geldiğimiz yollardan memleketimize döndük.Allahtan aziz Türk milletinin birlik ve beraberliği için çalışanlara yardım etmesini niyaz ediyorum.Tevafuk Allahtandır. 25/11/2010 A.Baki GÜNIŞIĞI
Kaleminize, gönlünüze ve elinize sağlık hepinizin;
Abdulbaki GÜNIŞIĞI
Muharrem KILIÇ
İsmail KANDEMİR
Nafiz Çağlar Mahmatlı
Gaziantep Mahmatlı Hacıömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Genel Başkanı
KARAGEDİKLİLER, RİŞVAN TÜRKMENDİR
Sevgili Mahmatlı Türkmenleri,
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Gaziantep’te yapılan Mahmatlı 2. Türkmenleri Kurultayı ve 1. Güz şöleni toplantısındaki coşku unutulacak gibi değildi. Orada Türkçe, Kumançca ve Arapça konuşan Türkmenler bir araya geldiler. Hepsinde de aynı şuur ve heyecan vardı. Özellikle Karakeçililer ve Rişvanlılar çok duygulu konuşmalar yaptılar. Birlik ve beraberlikten yana olan tavırlarını net olarak sergilediler. “Nasıl, nerede yaşarsak yaşayalım, nasıl konuşursak konuşalım, biz Türküz, biz birer Oğuz boyuyuz” diyerek, yiğitçe tavır sergilediler.
Onların bu samimi ve içten tavırlarını, ülkemize ve milletimize kurulan tuzaklar karşısında duydukları üzüntüyü görüp de unutmak mümkün değil.
Ankara Gölbaşı Mahmatlı Mahallesinden kalkıp oraya gittiğimizde özellikle Rişvanlı kardeşlerimizin bu içtenlikleri aklımıza Gölbaşındaki Rişvanlı kardeşlerimizi getirdi. Onlar Gölbaşı ilçesine bağlı Karagedik beldesinde yaşayan ve çoğunu yakından tanıyıp konuştuğumuz vatandaşlarımız. Karagedikten başlayarak, Haymanaya kadar 17 ayrı köy ve beldede Rişvan Türkmenleri yaşamaktadır. Gaziantep toplantısında Rişvanlı kardeşlerimizin şuurunu görünce, Ankara – Gölbaşı Rişvanlarından uzak kaldığımız ve bugüne kadar onlarla ilgilenmediğimiz için suçluluk hissettim. Gölbaşının Mahmatlı Mahallesi Türkmenleri yaklaşık 500 yıldır orada yaşamaktadırlar. En az 150-200 yıldır da Karagedikli Rişvanlı kardeşlerimizle içli dışlıdırlar. Ancak, bu iki boyun, Yıldız Han’ın Oğulları Beğdili ve Kızık beylerden geldiği, dolaysıyla amcaoğlu oldukları konusu belki de hiç gündeme gelmedi. Bu eksiklik, biz araştırmacılarındır diye düşünüyorum.
Yaklaşık bir asır önce, seyyah Kantemiroğlu Karagedik Rişvanlıları hakkında önemli tespitler yapmıştır. Ancak bu tespitler üzerinde çalışan kimse olmamıştır.
Atatürk’ün Anadolu’da kurtuluş mücadelesini başlattığı yıllarda, Gölbaşından Ankara’ya giden yol üzerindeki Kepekli yokuşunda, Mustafa Kemal’le karşılaşan Karagedikli Rişvan beği Mustafa beğ Atatürk’ün mücadelesinin önemini ve gereğini kavramış ve ona sınırsız destek vermiştir. Atatürk bu desteği ve Polatlı’nın Türkobası köyünden Türkoğlu Ali’nin kendisine verdiği desteği hiç bir zaman unutmamış ve bu vatansever beğlerin güçlenmeleri için elinden geleni yapmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Türkiye’ye ithal edilen üç traktörden biri Atatürk Orman Çiftliğine, biri Polatlı Türkobası köyünden Türkoğlu Ali’ye, biri de Karagedik köyünden Rişvan beği Mustafa beğe verilmiştir. Bu konuya ilişkin detaylara araştırmacıların yazılarından ulaşılabilir.
Burada anlatmak istediğimiz, bu topraklarda yaşayan insanların binlerce yıllık akrabalık bağlarıyla birbirlerine bağlı olduklarını göstermektir.
Edebiyatımızda bu kardeşliğin belgeleri olarak yer olan binlerce hikaye, türkü, şiir ve ağıt vardır. Yeterki onları görmek isteyelim. Bu anlamda bugün burada “Rişvanoğlu” mahlaslı bir Türkmen ozanının şiirine yer veriyorum. Bu şiirde, birlik ve beraberlik vurgulaması, Osmanlı döneminde yapılan yanlış uygulamalara sitem vardır. Ancak hiç bir şekilde bir yabancılaşma, ayrışma istek ve arzusu görülmemektedir. Osmanlı imparatorluğu döneminde, kaynatılan fitne kazanları sonucunda Rişvanlılar, Karakeçililer ve daha başka Türkmen boyları, o dönemde Osmanlı toprağı olan Suriye’deki Rakka çölüne sürgün edilmişlerdir. Defalarca kıyıma uğramışlardır. Bütün bunlara rağmen, Karakeçili Türkmenleri de, Rişvanlı Türkmenleri de birlik ve beraberlikten kopmamışlar, her ortamda ve fırsatta Türklüklerini, Türkmenliklerini vurgulamışlardır. İşte aşağıdaki şiir bunun bir örneğidir. Sizleri bu duygulu şiirle başbaşa bırakırken, şu günlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz birlik ve beraberliğe katkıda bulunmanız için çağrıda bulunuyorum. Çünkü, dış ve iç odakların kurdukları kahpe tuzaklardan, ancak birlik ve beraberlik içinde olursak kurtulabiliriz. Aksini düşünmek bile istemiyoruz. Sözlerimize şanlı ecdadımız ve peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in şu Hadis-i Şerifi ile son veriyorum. “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” Allah’a emanet olun.
Muharrem KILIÇ
BİZE İRİŞVANLI DERLER *
İrişvanız şanımız var
Has Türkmenden kanımız var
Hanlar hanı Hanımız var
Bize İrişvanlı derler.
Gezeriz Urum’u, Şam’ı
Han olmuş adamın hamı
Irakka ceridin damı
Bize İrişvanlı derler.
Dört bucakta izimiz var
Hakk’a dönük yüzümüz var
Yürecikte sızımız var
Bize İrişvanlı derler.
Bir olsa da iki cihan
Dönmeyiz biz yolumuzdan
Bize kızarsa kızsın Han
Bize İrişvanlı derler.
Soyum Türkmen, atam Oğuz
Fitne, fesatta biz yoğuz
Sandığınızdan da çoğuz
Bize İrişvanlı derler.
Ay şaşırır, gün şaşırır
İte uyar, Han şaşırır
Ceride dağlar aşırır
Bize İrişvanlı derler.
Bahar gelir koyun, kuzu
Biz buluruz suyumuzu
Kötülemen soyumuzu
Bize İrişvanlı derler .
Afşar, Beğdili gardaşım
Bozulus gözümde yaşım
Fitneyle benim savaşım
Bize İrişvanlı derler.
Irasalar elimizden
Sustursalar dilimizden
Dönmeziz biz yolumuzdan
Bize İrişvanlı derler.
İrişvanız kolumuz çook
Gidilecek yolumuz çook
Han zalımsa, Bolu’muz çook
Bize İrişvanlı derler.
Yaylağa çıktık kovdular
Kışlağa indik dövdüler
Adımız asi koydular
Bize İrişvanlı derler.
İrişvanoğluyum özden
Aman dilemeyiz sizden
Siz korunun fitnenizden,
Bize İrişvanlı derler.
* Rişvanoğlu mahlaslı Türkmen ozanı tarafından, Rişvan Türkmenlerinin, Suriye’deki Rakka çölüne sürgün edilişleri anısına yazılmış, her şeye rağmen birlik ve beraberliği vurgulayan bir şiir.
önce herkese selamlarımı iletiyorum.Sonra İsmail kandemir kardeşimden özür diliyorum.İsmini hatırlayamadığım için yazımda bahsedemedim beni afvetmesini istiyorum.Beğdillinin sürgününde de böyle güzel şiirler yazılmış.Kendisine vuran kendi kardaşı olunca Türkmene ağcak ağıt yakmak kalmış.Kol kırılır yen içinde, kan akar gömlek içinde,düşmana yağıya söz düşermez,Küser gider gene inkar etmez aslını.Asıl azmaz derler.bir dahaki toplantımızda görüşmek dileği ile.Allaha emanet olun.Yeni şiirler bekliyoruz Muharrem beğimden.
Merhaba Abdulbaki Begim,
Biz koca bir aileyiz. Aramızda kusur olmaz ki özür olsun. Ben kendimi de unutturmam, endişeniz olmasın.
Allaha emanet ediyorum…
Kardeşiniz İsmail Kandemir
Sayın Abdulbaki Beg;
Ben İsmail Kandemir kardeşime katılıyor ve o’nun kendisini de unutturmmaycağını biliyorum…Buradan ben,
hepinize çok teşekkür ettiğimi bir kez daha tekrar
ediyor, sevgi va saygılarımı sunuyorum…
Nafiz Çağlar MAHMATLI
Gaziantep Mahmatlı Hacıömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Genel Başkanı
Ezeceğiz moskofu yunanı
Kuracağız toy düğünle Turanı
Bayraklar al al dalgalanacak
Bozkurt bize sancak olacak…
Yıl l976 Adana iktisadi ticari ilimler Akd.si işletme fakültesi ve mühendisliğin duvarlarına yazılan ve davamızı en kısa şekilde anlatan bir şiirimdir.
Kimseye bir düşmanlığımız ve kinimiz yok. Fakat ayakta uyumayada hiç niyetimiz yok.Yaşadığımız sürece, içinden çıktığımız aziz Türk milletinin mehfaatları yolunda çalışmağa gayret edeceğiz.
Herkese selamlarımla.
KIRMIZI BAYRAK SİYAH SANCAK
Son kurultayın adı “Turan” olacak…
Başımızın üstünde Kur’an olacak…
Tarihin sahibi bu Türkler, yeniden,
Şu yeryüzünde; nizamı kuran olacak…
Türklük’ündür; ay ve yıldızlı al bayrak,
İslamlığındır; o yeşil-siyah sancak.
İkisinde cihana hakim kılacak,
Turan soylu Türkler olabilir ancak…
4 Ocak 2010 – K.Sinan/Bahçelievler/İst.
Batur Nafiz TANÇAĞLAR
” Nafiz Çağlar Budunlu “
Kurultayın tüm Türk Milletine hayırlı uğurlu olmasını dilerim. İnşallah bundan sonraki kurultaya katılmayı çok arzu etmekteyim.Karınca misali bir katkımız olursa bahtiyar oluruz. Memleketimizin içinde bulunduğu şu sıkıntılı günlerde gerçekten birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var.Başarılar dileğiyle Allaha emanet olunuz. Allah emeklerinizi zaay etmesin. Saygılarımla
Sayın Fehmi KANDEMİR ;
İlginiz ve duyarlılığınız için çok sağ olunuz…
Ülkemin ve milletimin içinde bulunduğu şu şartlarda; devletim ve milletim için boş durmamayı ve çaba harcamayı kendisine görev sayanlardanım…İnşallah
bir işe yarıyorumdur…Saygılar…
“KIRMIZI BAYRAK SİYAH SANCAK” adlı şiirim hakkındaki
yorumunuzu öğrenmek isterim…
Ayrıca ; 2011 Kasım ayında Gaziantep Mahmatlı diğer adıyla Karayusuflu köyünde yapılacak olan “MAHMATLI
3.KURULTAYI” öncesi 10 Nisan 2011′de Nevşehir-Avanos
Mahmat kasabasında yapılacak olan “Mahmatlı Tanışma
Toplantısı”na bekleriz…Saygılar…
Nafiz Çağlar MAHMATLI
Gaziantep Mahmatlı Hacıömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Genel Başkanı
kurultayın türk milletine ve mahmatlı adıyla bu güne kadar kurulan tüm yerleşim yerlerinde yaşayan kardeşlerimize hayırlı olmasını dilerim inşallah bundan sonraki kurultayda bizim köyümüzde olacak ve daha yakından tanışacağız bu konuda emeği geçen tüm kardeşlerimize canı gönülden teşekkürü bir borç bilir bunda sonraki çalışmalarda elimizden gelen her türlü yardımı yapmaya hazır olduğumuzu belirtir cümlenizi allaha emanet ederim .nuri kılıç gölbaşı mahmatlı.
Sayın Nuri KILIÇ ;
Önecikle duyarlılığınızı görünce çok sevindim…
Kasım 2011′de Gaziantep’te yapılacak “MAHMATLI 3. KURULTAYI” na şimdiden sizleri de beklediğimizi hemen
belirtmek isterim…Ben Gölbaşı Mahmatlı köyünde ilk
Muharrem KILIÇ beyi, sonra İsmail KANDEMİR beyi ve bir
arkadaşımız tanıdım…Onlar inş. her yıl gelecekler…
Bu arada ; çeşitli yerlerde ara ” TANIŞMA TOPLANTILARI”
YAPILACAKTIR. Kısmet olursa 2012 ara tanışma toplantısı
da sizin köyde olacaktır inş. Büyük ihtimal ilkbahar,
Nisan-Mayır aylarında olur. İşte o zaman sizler köyün
bu toplantıya ev sahipilğini iyi değerlendirebilirsiniz…Saygılar …
Nafiz Çağlar MAHMATLI
Gaziantep Mahmatlı Hacıömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Kurucu Genel Başkanı
MAHMATLI, RIŞVANLI, ATMALI VE KIZIK TÜRKMENLERİ 1.GÜZ ŞÖLENİ
( Mahmatlı Oymağı 2.Kurultayı sonrası ; 11 Nisan Gazatesindeki yazı...)
25-11-2010-18:01
Abdulbaki GÜNIŞIĞI
abdulbaki_gunisigi@mynet.com
Sayın ve değerli kardeşim Nafi Çağlar Mahmatlı kardeşimin Atamız ve dedemiz Ertuğrul gazinin anma törenlerinde söğütte yaptığı davet üzerine ben Kahramanmaraştan ve Urfa dan Suruç ilçesinden kıymetli büyüğüm değerli Türkmen kocası sayın Cindi yıldız ve çok değerli kardeşi sayın Abdulkadir Yıldız ve gene çok değerli muhtarım ve ağabeğim sayın Müslüm Yüksel ve kıymetli torunları Mehmet yıldız ve diğer karakeçili beğleri ve Gaziantep Kargamış ilçesinde mukim karakeçili beğlerinden sayın Mehmet uzunarslan ve amcaları yegenleri ve tarihçi sayın sait uzunarslan beğ ile Gaziantep in Yavuzeli ilçesi kavşağında buluştuk. Oradan üç araç ile şölenin yapılacağı Hacı Ömerli oymağının köyü olan Kara Yusuflu köyüne doğru yola çıktık.Yol boyunca uğradığımız bütün köyler rışvanlıya tabi Türkmen köyleri idi.değerli büyüğüm Mahmut Rışvanoğlu abiyi bu arada anmadan olmaz.Güneydoğudan Ankaraya kadar rışvanlıya tabi olmayan bir Türkmen boyu yok gibi.Rışvanlı aşireti ve kendisine tabi Türkmen aşiretleri bozulus Türkmenlerine dahil Türk boylarıdır.Köye vardığımız zaman yigit Türkmen gençleri tarafından karşılanıp çay ikram edildi.Sayın nafi beğ gençleri bu konularda güzel yetiştirmiş.Zaten Türkmenin mayasında vardır misafir ağırlamak.Ankaradan, gölbaşından,Avanostan ve oraya bağlı Mahmatlı beldesinden gelen misafirlerinde ulaşması ile kurultay resmi töreni başladı.sayın nafi beğin açılış konuşmasının ardından istiklal marşımızı içten ve gür bir sesle okuduktan sonra günün önemi ve mahmatlı oymağının Atmalı ve Rışvanlı ve Kızıklı Türkmenleri ile ilgisi ve akrabalığı üzerine sayın araştırmaca yazar Mehmet demir Atmalı kardeşim bir güzel çalışma yapmış onu bizlerle paylaştı.Yüzünde Türkmenlere mahsus bir mertlik olan sayın Atmalı kardeşimi tebrik ediyor ve çalışmalarına ara vermeden devam etmesini bekliyorum.Osmanlının değer verdiği kadar var, rışvanlı hakikaten çok değerli insanlar yetiştirmiş.Daha sonra kürsüye gelen araştırmacı yazar ve şair sayın Muharrem kılıç beğ çok güzel bir araştırma konusunu orada anlattılar.Memleketin birlik ve beraberliği için bu toplantıların önemi bir kez daha anlaşılmış oldu. Lütfettiler bendenizde birkaç laf ettim.Ben daima mensubu olduğum urfamın ve urfamın çok kıymetli Türkmenleri adına söz aldım.Her yerde bu sorumluluğum içinde laflar ettim.Karakeçili Türkmenleri ve kıymetli beğleri daima onların sözcülüğünü yapma şerefini bu toplantılarda bana verdikleri için onlara minnettarım.Cindi ağabeğin bu desteğini hiç ödeşemem.Daha sonra Cuma namazı için camide toplanıp namazımızı eda ettik.Ardından okunan mevlit ve atalarımızın ruhlarına okunan dualarla tekrar derneğin toplantı yapılan yerine geri geldik.Köyün en güzel yerinde yapılan dernek binası daha yapılma aşamasında olmasına rağmen cok güzeldi.Devletimizin saçma sapan projeler için milyarlarını harcatan dernek ve kurumların bu çalışmalar için bir kuruş ayırmamasına çok içerledim.Memleketi bölmek için bütün gücü ile çalışan bölücü fitnenin bitmez tükenmez para desteğine karşı kendi devletimizde Türkmen dermeklerine ve toplantılarına özelikle doğu ve güneydoğuda açılan Türkmen derneklerine yardım etse bölücü fitnenin önü kan dökülmeden alınır.Çünkü bu toplantılarda Kürtçe , zazaca ve Arapça konuşan Türkmen boyları bir araya gelip akrabalıkları ve kardeşliklerini pekiştiriyor ve aralarındaki bağları tekrar ihdas ediyorlar.Yüzyılların ihmali ile unutulan akrabalık ve töreler tekrar canlandırılıp milletimizin birlik ve beraberliği pekiştiriliyor.Toplantıda söz alan gençler ve büyükler bu üç aşiretin bir olduğunu ve akraba olduklarını yaptıkları konuşmalarda ve araştırmalarla ortaya koydular.Daha sonra yenilen şölen yemeği ile ayrılık vaktı geldi.Avanosta mahmatlı beldesi belediye başkanı kardeşim bir dahaki sefere hepimize kırgız kalpağı üzerine mahmatlı oymağının damgası bulunan kalpaklar hediye edeceği sözünü vererek üçüncü kurultayın kendi beldelerinde olmasını istedi.Urfadan ve gaziantepten gelen arkadaşlarım ve büyüklerim ile sayın Nafi çağlar Mahmatlı kardaşımdan izin istedik ve geldiğimiz yollardan memleketimize döndük.Allahtan aziz Türk milletinin birlik ve beraberliği için çalışanlara yardım etmesini niyaz ediyorum.Tevafuk Allahtandır. 25/11/2010 A.Baki GÜNIŞIĞI
Bu yazı 966 defa okundu.
MAHMATLILAR GAZİANTEP'TE BULUŞTU
Oğuz boylarından olan Mahmatlı Oymağının 2. Kurultayı, 19 Kasım 2010 tarihinde Gaziantep İlimize bağlı Şehit Kamil İlçesi Kara Yusuflu Köyünde yapıldı. Geçen yıl yapılan ilk kurultaya Ankara Gölbaşı Mahmatlı temsilcisi ile Gaziantep’te bulunan ve oymağa bağlı yakın ilçelerden, köylerden temsilcilerin katılmıştı. Bu yıl Urfa( Karakeçili aşireti), Ankara, Kahramanmaraş, Nevşehir Avanos ve Gaziantep’ten temsilcilerin katıldığı kurultayda, Mahmatlı oymağı ve Rişvan aşiretleri üstüne yapılan çalışmalar ele alındı. Katılımcıların yaptığı konuşmaların birlik ve beraberlik ve farklı dilleri konuşuyor olsak ta aynı boydan ve soydan olunduğu ifade edildi.
Organizasyonu gerçekleştiren Nafiz Çağlar Mahmatlı tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından, Araştırmacı Yazar Rişvan aşiretinden Mehmet Demir Atmalı tarafından “Mahmatlı Oymağı Bölgesel Tarihi ve Rişvan Bağlantısı” konulu sunumu ilgiyle izlendi. Ankara Gölbaşı Mahmatlı Oymağından Araştırmacı- Yazar Muharrem Kılıç ise “Mahmatlı Oymağı Genel Tarihi ve Kızık boyu ile Bağlantısı” üzerine bir konuşma yaptı. Kılıç, yaptığı konuşmada “Türk Milletinin zor bir dönemden geçtiğini ve kültür değerlerimize, birbirimize sahip çıkmamız gerektiğini” vurguladı.
Konuk Oğuz boylarının temsilcilerinin yaptığı heyecanlı konuşmaların özünde yapılan toplantıların önemi vurgulandı. Davet edilen Mahmatlı Oymağına bağlı bölgelerin (Balıkesir, Aksaray, Yozgat ve Çorum’da bulunan Mahmatlı oymakları)temsilcilerinin kurultaya gönderdiği selam ve mesaj, bundan sonraki kurultayların daha kalabalık olacağının işaretini verdi.
Nevşehir Avanos Mahmat Belde belediye başkanı Faruk Ceyhan’ın da konuşma yaptığı kurultayda, katılımcılar arasında son konuşmayı Ankara Gölbaşı Mahmatlı Oymağı temsilcilerinden İsmail Kandemir yaptı. Kandemir konuşmasında “Allah’ın insanları nimetler ve sabır üzerinden sınava tabi tuttuğunu, Türk Milletinin tarih boyunca önemli sınavlar verdiğini ve başardığını” söyledi. Bugün de milletimizin birlik beraberlik sınavından geçtiğini, oğuz boyları olarak birbirimize sahip çıkmamız, ülkemize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek için üstümüze düşeni yapmamız gerektiğini, farklı siyasi partilerin mensubu olmaktan değil; kardeş olmamızdan gelen bir bağlılıkla, Türk yurdunun ve milletinin birliğine sahip çıkıp tavır koymamız gerektiğini” vurguladı.
3. Kurultayın Nevşehir Avanos Mahmat Beldesinde, 4. kurultayın da Ankara Gölbaşı’nda yapılmasının kararlaştırıldığı buluşma, Araştırmacı Nafi Çağlar Mahmatlı’nın yaptığı teşekkür konuşması ile sona erdi.
Kurultaya katılan oğuz boylarının temsilcileri arasında yaşanan kaynaşma, Türk Milletinin bu dayanışmaya ne kadar çok ihtiyacı olduğunu ve milli bütünlüğü sağlamanın, bu nitelikte buluşmalar, ziyaretler ve yüzyüze görüşmelerle sağlanabileceğini gösterdi. Kürtçe konuşan Karakeçili ve Rişvan Aşireti temsilcilerinin Türk’çe duruşları, her anlamda mücadele azmi içinde olduklarını gördüğümüz katılımcıların kardeşlik heyecanları kurultaya damgasını vurdu. Birlikte Kur’an-Kerim ve mevliti dinleyen temslcilere şerbet ikram edildi. Yemek esnasında gerçekleştirilen sohbetlerde, Oğuzdan gelen kardeşliğimizin pekiştirilmesi ve boy temsilcilerine ulaşılması, Mahmatlı Oymakları konusunda araştırılmaya devam edilmesi, yakın illerden başlamak üzere kurultaya kadar ziyaret ve görüşmeler yapılması, araştırmaların ve basılan eserlerin kurultay üyelerine ulaştırılması ve ilişkilerimizin canlı tutulması üzerinde duruldu.
Sonraki > |
---|
Son Güncelleme ( Pazartesi, 22 Kasım 2010 19:03 )
Nafi Çağlar başkan seçildi
03 Şubat 2009
Gaziantep Oluşum Gazetesi
Musabeyliler Derneği binasında yapılan genel kurula, Gaziantep'te bulunan Oğuz Boyları derneklerinden temsilciler ve Mahmatlı Derneği üyeleri katıldı. Tek liste ile yapılan genel kurulda, Nafi Çağlar başkanlığa seçilirken, yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: "Yönetim kurulu asil; İsmet İnönü Tan, Cengiz Çatal, Mahmut Özay, Ekrem Zirek, Öner Çağlar, Mehmet Çaldıran, Yusuf Geçer, Ali Özdemir. Denetim kurulu; Mustafa Kayalı, Seyfettin Çiftçi, Mevlana Çelik. Disiplin kurulu; Ali Çiğit, Reşit Zirek, Ali Sönmez." Genel kurulda başkanlığa seçilen Nafi Çağlar, yaptığı konuşmada, "Çok büyüyen oymağımızın birbirlerini unutmaması ve Türk kültürünün yaşatılması amacıyla derneğimizi kurduk. En az 370 yıldır Gaziantep'in kuzeyinde varolan oymağımızın merkez köyü Karayusuflu olup, Koçlu, Gemrik, Aşağı Tandırcık, Yukarı Tandırcık, Gedikkuyu, Dülese ve Zavrak köyleri ve bu köyleri çevreleyen birinci derecede akraba köy ve obalardan oluşan 19 köyü içermektedir" dedi.(Haber Merkezi) |
3. YÖRÜK TÜRKMEN KURULTAYI
Yer ; Sarıyer / İSTANBUL
Tarih ; 26 Şubat 2011 Pazar
Mahmatlı Hacı Ömerli Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
olarak, bize yapılan davet üzerine Sarıyer-İstinye'deki "kurultay" yerine
14:40'ta ulaştım...Yapılan etkinlikler sırasında ve sonrasında, başta
ozan Yetkin KARAKAYA olmak üzere bir çok kıymetli insanla tanıştım.
Ozan Yetkin bana Türkmen lehçesiyle iligili şiirler yazmam konusunda
telkinlerde bulundu ve eğer yazarsam besteleyeceğini de söyledi.
19:33'da Karacadağ Türkmenleri Dernek başkanı
Nusret KAYA ile de vedalaşarak İstinye'den ayrıldık.
Yanımda Karacadağ Türkmenleri'nden bazları ve Şanlıurfa Karkeçili
Dernek başkanı Abdulkadir AKİL'de vardı. E-6 yolunu takiben
Şirinevler'e kadar beraber geldik. Onlar başka bir toplantıya giderlerken
ben de Atakaöy'de onlardan ayrıldım ve eve ulaştım ( 08:03 ).
Mahmatlı Hacı Ömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Kurucu Genel Başkanı
Nafi Çağlar MAHMATLI
BURSA KIZIK KÖYLERİ 1.BULUŞMASI
Yer ; Derekızık Kestel / BURSA
Tarih ; 24 Nisan 2011 Pazar
23 Nisan 2011 Cumartesi günü Bilecik'e yaptığımız,
Bağcılar Gazi Lisesi okul gezisini Bozhüyük Kır Alanında (Türibin)
tamamlayıp, yanımdakileri İstanbul'a yolcu ettikten sonra, ben
Rehber Öğretmeni arkadaşım Onur G, HİTİT ile Bozhüyük'e geldim.
Kamil Koç'tan Bursa'ya bilet aldık ve kalan 45 dakikamızı da babasını
görmek için değerlendirdik. Bir çay içip biraz sohbet ettikten sonra
vakit geldi. Saa t 17:45 te Bozhüyük'ten hareket ettim.
20:08'de Bursa'ya indim. Derekızık köyünden arkadaşım İzzet GÜNGÖR
aradı. Otagardan gelip beni aldı. Önce Fidyekızık köyüne gidip Bursa Tarihi
Kızık köyleri Yardımlaşma Derneği Başkanı Ertuğrul SÜNEL'i ziyeret ettik.
O'nu da aldıktan sonra Derekızık köyüne hareket ettik. yatsı namazı vakti
derekızık'a vardık. Orada köylülerle görüş alışverişinde bulunduk.
Bazı köylüler ile beni tanıştırdılar.Bazıları da daha önceki gelişimden
beni hatırladılar. Bir, bir buçuk saat kadar turduktan ve tekrar
hareket ettik. 23:30'da Fidyekızık'ta Ertuğrul SÜNEL'in evine geldik.
24:00'a kadar oturduk ve İzzet GÜNGÖR tekrar köyü Derekızık'a
döndü.Sabah (24 Nisan 2011 Pazar ) 09:00'da İzzet geldi ve bizi
aldı. Saat 09:30'da Kestel'den geçerek Derekızık köyüne ulaştık.
Tören için düzenlemelere başladık. Bayraklar, işaretler vs. asıldı.
Sahne hazırlandı. Ben bütün işlerde yardım ettim. Her aşamada
sağ olsunlar fikrime baş vurdular. Saat 10:30'dan sonra insanlar
yavaş yavaş gelmeye başladılar. 12:30'da biz hazırlığımızı tamamladığımızda
ortalalık kalabalık olmuştu bile. Bir dere keanrındaki bu mesire yeri çok
güzeldi. İnasnlar tanıştılar, sohbet ettiler ve tören saati geldi.14:00
Tören başladı. Dernek başkanı Ertuğrul beyin konuşmasından sonra ilk
konuşmayı bana verdiler...Ben de önemli ve çözülmesi gereken konulara
özellikle vuruda bulundum. Konuşmam bittikten sonra, bir çok Derekızıklı
ve çevre köylerden ( Hamamlıkızık, Değirmenlikızık, Fidyekızık ve Cumalıkızık)
bir çok insan gelip hem tebrik ettiler hem de benimle tanıştılar.
Önceden tanıyanlar da hal hatır sordular...Konuşmam bittikten sonra,
saat 10:00'dan beri çektiğim resimlere devam ettim..(Sonradan baktığımda
190 tane resim çektiğimi gördüm.) Herkes dağıldıktan sonra kendi aramızda
durum değerlendirmesi yaptık. Ertuğrul bey, İzzet bey ve ben Saat 17:30'da
Derekızık'tan ayrıldık. 18:00'de Fidyekızık'a geldik. Ben yine bol bol
resimler çektim bu tarihi köyde. 19:00'da Ertuğrul beyle vedalaştım ve
Fidyekızık'tan ayrıldım. Yanımda İzzet GÜNGÖR vardı.
Sağ olsun beni otogara bıraktı. 20:00'da Bursa'dan ayrıldım.
24:00'de İstanbul'a indim.. 01:00'da eve ulaştım.
Mahmatlı Hacı Ömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Kurucu Genel Başkanı
Nafi Çağlar MAHMATLI
SARIÇAM YÖRÜK TÜRKMEN ŞÖLENİ
Yer ; Sarıçam / ADANA
Tarih ; 8 Mayıs 2011 Pazar
SARIÇAM 9.YÖRÜK TÜRKMEN ŞÖLENİ ; Adana Sarıçam Mustafalar köyü / 8 Mayıs 2011
Dernek / başkanı İsmail DEMİRDÜZEN'in daveti üzerine,
8 Mayıs 2011 Pazar günü saat 08:00'da Adana'ya indim.
Üç vasıta değiştirdekten sonra saat 10:00'da Sarıçam Mustafalar
köyündeki ve şölen alanına ulaştım.Şair Yakup KARACA, yazar ve
emekli öğretmen İbrahim ÖZCANLI ve yazar Abdullah HACIÖĞULLARI
ile tanıştım ve ikişer tane kitaplarını aldım ve imzalattım.
Yakup KARACA " isminiz çok güzel ve etkileyici" ifadesini kullandı.
( Batur Nafiz TANÇAĞLAR ismini kullanmıştım.)
Bir süre sonra Osmaniye Yörük Türkmen derneği yönetim kurulu üyesi
Bestami ERDEM'i aradım. Ozan Yetkin KARKAYA'da yanındaymış ve
10 dakika sürmeden buluştuk. Daha görüşür görüşmez, Yetkin
KARAKAYA BANA " Kayseri develi ile ilgili bir şiir yazacaksın" dedi.
Ben de konu ne diye sorunca , bir efsaneyle ilgili olduğunu söyledi.
Ben de egsane hakkında bilgim olmalı dedim. Kayseri Develi'den olan
arkadaşını (Adem İPEK) göstererek sana iyce anlatsın dedi ozan.
Adem İPEK'te aslında bu efsaneye ait bir kitap ta var dedi.
Ben de o zaman o kitabı bana gönder dedim. Ben İstanbul'a vardığımda
göndereceğin yeri söylerim dedim.Sonra Anamsalı Mehmet ile
buluştuk. Bol bol resimler çektirdik. Bu arada benim makinanın
bozulduğunu orda anladım. Hafıza kartını tanımıyordu.O kadar
hevesim boşa gitmişti. Neyseki Bestami ERDEM ben sana çektiğim her
resmi gönderirim dedi.(Sağ olsun iki sonra gönderdi).
Bu arada Gaziantep Nurdağı'ndan Ahmet TUNA, Hatay Kırıkhan'dan
Kerim GÖZEL, Konya Ereğli'den Tunahan ÖZTÜRK,
Osmaniye'den öğretim görevlisi Ali DOĞANER, yine Osmaniye'den
Hafız Ali ACIBUCU ve daha bir çok yerden insanlarla tanıştık.
Şaire Mihrican ÖZBAY, araştırmacı yazar Münevver DÜVER ve
Osmaniye Yörük Türkmen Dernek başkanı Muhammed DOĞAN ile tanıştık...
16:16'da şölen alanından ayrıldık. Ali DOĞANER beni Adana Otagarı'na
bıraktı.(17:07). İkindi namazını kıldım, biraz dinlendim ve saat geldi.
18:30'da Gaziantep'ten gelen Seç Turizm ile İstanbul'a yola çıktım.
9 Mayıs 2011 Pazartesi günü saat 07:27'de İstanbul Esenler Otagarı'na
indim ve eve geldim...
Mahmatlı Hacı Ömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Kurucu Genel Başkanı
Nafi Çağlar MAHMATLI
RIŞVANLAR ŞÖLENİ
Yer ; Yavuzeli /GAZİANTEP
Tarih ; 8 Mayıs 2011 Pazar
Gaziantep'ten Mehmet Ağa oğlu Mehmet Nuri ÖZAY ve oğlu
Mahmut ÖZAY, Memik oğlu Bilal GEÇER ve oğulları İbrahim Halil GEÇER ve
...........GEÇER, Şehitkamil Karayusuflu köyünden Memik Kiya oğlu
Mehmet ÇAĞLAR, Mehmet oğlu Ekrem ZİREK, Seydi oğlu
Mehmet ARSLAN Gaziantep ili Yavuzeli ilçesinin
Süleyman Obası köyündeki şölende derneğimizi temsil ettiler.
Derneğin yazısı da asıldı.
Mahmatlı Hacı Ömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Kurucu Genel Başkanı
Nafi Çağlar MAHMATLI
KIZIK BOYU 1.KURULTAYI
ve
MAHMATLI OYMAĞI 3.KURULTAYI
Kızık Boyu 1.Kurultayı ve Mahmatlı Oymağı 3. Kurultayı ;
30 Temmuz 2011 C.tesi günü Nevşehir Avanos MAHMAT Beldesi'nde
yapıldı.Sunumunu Ökkeş GÜN'ün yaptığı etkinliğin açılış konuşmasını
Nafi Çağlar Kızıkbeyi yaptı.
Mahmat belediye başkanı ev sahibi olarak hoş geldin dedikten sonra,
Sırasıyla Anakara Gölbaşı Mahmatlı köyünden gelen Muharrem Kılıç,
Elazığ'dan gelen Mithat Çıbuk,
Gaziantep'ten gelen Mehmet Demir Atmalı,
Bursa'dan gelen Ertuğrul Sünel,
Niğde'den gelen Talip Peker,
Mayseri'den gelen Mustafa Öztürk
birer konuşma yaptılar.
Toplantıya Nevşehir Üniversite Başkanı ( Rektörü) Filiz KILIÇ'ta katıldı
ve bir konuşma yaptı. Çevre belediye başkanlarınında ve kasabalılarında
katıldığı toplantı verimli geçti.
Kurultay ; Nafi Çağlar KIZIKBEYİ'nin yetkilendirilmesi ve teşekkür
konuşması ile sona erdi.
Nafi Çağlar Kızıkbeyi, sonraki kurultayın 11 Kasım 2011 'de Gaziantep-
Şehitkamil Karayusuflu köyünde yapılacağını duyurdu...
Sevgili Kızıklı Boydaşlarım ve Mahmatlı Oymakdaşlarım ;
Bu gün tarihi bir gündür…
Yıllardır araştırdık, uğraştık, didindik, kısmen de olsa tanıştık ve sonunda, işte
beraber olduk. Zaman ayırdınız, memleketin dört bir yanından üşenmeden ,
hevesle kalktınız buralara kadar geldiniz…Sadece gelmekle bile birlik ve
beraberliğimize büyük katkıda bulunmuş oldunuz…
Hoş geldiniz sevgili boydaşlarım , Hoş geldiniz sevgili oymakdaşlarım…
Bu gün, tarihi bir gündür…
Türk Töresine göre gerçekleştirmeyi, en azından bu yolda bir başlangıç yapmayı
hedeflediğimiz Kurultayımıza hareket getirdiniz. Bereket getirdiniz….Kızık Boyu
ile Mahmatlı Oymağı Kurultaylarını birleştirdik. Çünkü aynı kökten gelmektedirler.
Her örgütlenmenin bir hazırlığı vardır, her büyük kurumun bir ilk adımı vardır.
Biz, yıllardır hazırlığımızı yaptık ve bu gün ilk adımı attık. Türkiye’nin dört bir
yanında çığ gibi büyümeye doğru ilerliyoruz. Bir gün gelecek Türkiye’nin her
yerinde var olacağız. Türk kültürüne, Türkiye’nin varlığına ve birliğine daha
çok hizmette bulunacağız…İşte bu nedenle siz bu gün tarih yazıyorsunuz…
Bu gün tarihi bir gündür…
Vefakar boydaşlarım ve fedakar oymakdaşlarım ;
Bundan sonra birbirimizle ilgili olacağız, ilgileneceğiz…Çok yönden bağlantılı
olacağız ve birbirimize bağlanacağız…Bunun için de aldığımız kararlar bağlayıcı
olmalıdır…Boyumuza ve oymağımıza yararlı olmalıdır…
Kızık Boyu 1.Kurultayı ve Mahmatlı Oymağı 3.Kurultayı’nın; soyumuza, boyumuza,
obamıza, oymağımıza, vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını ve kurultaylarımızın
devamının gelmesini diliyorum…Saygılarımı sunuyorum…
Kızık Boyu ve Mahmatlı Oymağı Kurultaylar Sorumlusu NAFİ ÇAĞLAR KIZIKBEYİ
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
Mahmat Beldesi Avanos / NEVŞEHİR- 30 Temmuz 2011 Ct.
GAZİANTEP MAHMATLI HACI ÖMERLİ OYMAĞI EĞİTİM KÜLTÜR
DAYANIŞMA VE ARAŞTIRMA DERNEĞİ
2010 - 2011 YILI ETKİNLİKLERİ
( 19 Kasım 2010 – 11 Kasım 2011 )
5 Şubat 2011 Cumartesi ; 19 köyün mezarlıklarına 500 kara çam ve 500 kara selvi dağıtıldı. ( Dernekçilikte Gaziantep’te ilke imza attık.)
6 Şubat 2011 Pazar ; Şehitkamil-Karayusuflu köyü mezarlığına 100 kadar fidan dikildi.
8 Şubat 2011 Salı ; 31 köyün mezarlıklarına 1000 kara çam ve 1000 sarı çam fidanı dağıtıldı.
27 Şubat 2011 Pazar ; İstanbul-Sarıyer’de ; Yörük-Türkmenler Derneği 3.Kurultayı
24 Nisan 2011 Pazar ; Bursa-Yıldırım-Derekızık köyünde ; Bursa Tarihi Kızık köyleri Yardımlaşma Derneği’nin düzenlemiş olduğu “Bursa Kızık köyleri buluşması” etkinlikleri.
8 Mayıs 2011 Pazar ; Gaziantep-Yavuzeli-Süleyman Obası köyünde ; Rışvanlar 4.Şöleni.
8 Mayıs 2011 Pazar ; Adana-Sarıçam-Mustafalar köyünde ; Yörük-Türkmenler 9.Kurultayı.
8 Mayıs 2011 Pazar ; Şanlıurfa-Siverek-Karakeçi köyünde “4.Karakeçili Şenlikleri”
21 Mayıs 2011 Cumartesi ; Şanlıurfa-Siverek’te ; Karacadağ Türkmenleri Derneği taziyesi.
22 Mayıs 2011 Pazar ; Konya-Çumra-Lille’de; Yörük-Türkmenler Yayla Şenlikleri.
30 Temmuz 2011 Cumartesi; Nevşehir-Avanos-Mahmat kasabası’nda ; Mahmat Belediyesi ile iş birliği yapılarak;Türkiye geneli “Kızık Boyu 1.Kurultayı” ve “Mahmatlı Oymağı 3. Kurultayı”
31 Temmuz 2011 Pazar ; Niğde-Çamardı-Mahmat köyü ziyaet edildi, köylüler ile görüşüldü ve dernek yeri de belirlenerek, dernek kuruluş aşamasına getirildi.
25 Ağustos 2011 Perşembe ; Gaziantep Rışvanlar Derneği’nin iftar yemeği.
25 Ağustos 2011 Perşembe ; Bolu-Mengen-Mamatlar köyünün iftar yemeği.
10-11 Eylül 2011 C.Tesi-Pazar ; Bilecik-Söğüt’te yapılan “Eğtuğrul Gazi’yi Anma Şenlikleri”
8 Kasım 2011 Salı ; Şanlıurfa’da Beğdili’lerin ( Badıllı’ların) ve Rışvanlar’ın iş birliği ile Beğdililer’in ev sahipliğinde yapılan bayramlaşma töreni…?
Davet edilip te gidemediğimiz yerler…
7-8 Ağustos 2010 Ct.-Pz. Malatya-Arguvan’da yapılan “Atmalı Oymağı 1.Kurultayı”na
katılmıştık.Ancak 5 Haziran 2011’de Ağrı-Patnos’ta yapılan 2.Kurultaya katılamadık.
Ankara, Antalya, Isparta, Denizli,Bolu, Bursa, Balıkesir, Konya, Kırıkkale ve Sivas’ta
yapılan çeşitli şölenlere veya etkinliklere davet edildik ve katılamadık.
19 Haziran 2011’de Kayseri-Develi’de yapılan “Aşık Seyrani Şenlikleri”ne katılamadık.
24 Temmuz 2011’de Kayseri-Tomarza’da yapılan “Aşık Dadaloğlu Şenlikleri” ne katılamadık.
Şahsen davet edilip gittiğim ve katıldığım yerler de buraya yazılmamıştır.
Dernek Yönetimine Teşekkür ederim…
Gaziantep Mahmatlı Oymağı olarak sizler de bana teşekkür etmelisiniz…11.11.2011
Gaziantep Mahmatlı Hacı Ömerli Oymağı
Eğitim Kültür Dayanışma ve Araştırma Derneği
Kurucu Genel Başkanı
Nafi Çağlar MAHMATLI
Abdulbaki GÜNIŞIĞI::..
|
SURUÇ TAN SÖĞÜT E KAYI BOYU KARAKEÇİLİ AŞİRETİ
20-09-2011-12:05
| ||
| |||
#rightText { FONT-FAMILY: Arial, sans-serif; COLOR: #333333; FONT-SIZE: 15px; FONT-WEIGHT: normal; TEXT-DECORATION: none }
Her sene yapıldığı gibi bu senede aynı zamanda yapılan atamız ceddimiz Ertuğrul Gazi yi anma ve devletin bekası olan Yörük ve Türkmenlerin en büyük bayramında buluşmak üzere Şanlı Urfamızın Kayı boyu karakeçili aşireti Karatekeli oymağına mensup(bu oymak Osmanlı devletini kuran K arakeçili aşiretinin üç oymağından kurucu oymaktır.) Suruç ilçemizde oturan on altı köy den müteşekkil mensupları içinden Karekeçili derneği başkanı sayın Cindi Yıldız ağabek tarafından tesbit edilen arkadaşlar ile yola çıktık. Yaş sırasına göre gerçek bir beğ olan Cindi Yıldız ağabek, gene yakın arkadaşı ve cindi ağabey gibi beğ olan Müslüm Yüksel ağabey, Karaşıhlı Şıhmüslim beğ, Mehmet ve Nahsan Özdemir beğler, rahmetli Abdulkadir ağabeğin oğlu Mehmet Yıldız beğ,kargamıştan katılan çok değerli tarihçi sayın Sait Uzunarslan ve Mehmet Uzunarslan beğler, Müslüm ağabeğin kıymetli arkadaşı Osman ağabek.Bu arkadaşların bir çoğu ile geçen senede sögüte gitmiş idik. Bu sene diğerinden farklı olarak Ceritli oymağından Karaşıhlı mensubu bir arkadraşımızında katılması idi.Böylece ceritli kardaşımızın mensubu olduğu beğdilli boyu ve bendenizin mensubu olduğu Atmalı aşireti haydarlı oymağı(Avşar boyu) ile sekiz kişide karakeçili mensubu olarak urfamızı ve Suruç ilçemizin sögüte gidemeyen bütün Türkmenleri adına katıldık. Biliyorsunuz Urfamızda on altı oğuz boyu Türkmen ve yüzlerce bu Türkmen boylarına mensup oymaklar yaşamakta ve bu Türkmenlerin bir kısmı Türkçenin yanında yıllarca süren dil değişmeleri neticesinde oluşan kurmanç ağzı ve zazaca ile Arapça konuşmaktadırlar.Bu dilleri dolayısı ile onları aziz Türk milletinden gayrı bir millet yapmak isteyenlerin suistimaline uğramakta ve buna karşı direnmektedirler.Bu direnmelerinde yanlarında Türk hükümetlerini bulamamakta ve medya da sürekli olarak bu bölgede oturanları Türklerden ayrı bir millet olarak göstermeğe devam etmektedir.Bu bakımdan Suruç tan söğüte katılım çok önemlidir ve otuz yılı aşkındır bu katılım devam etmekte ve uzak akrabalar arasında iletişim sağlanmaktadır.Gönül ister ki Siverek te ki Karakeçili ler ve diğer oğuz boyları da söğütteki şenlikte bulunsalar.Cindi ağabek ve ekibi beni K.Maraş taki evimden alıp perşemde gecesi saat 12 sularında söğüte vasıl olduk.Geçen sene Kırıkkale nin karekeçili kasabasına uğramış ve akrabalar ile görüşmüş iken bu sene yolu yanlış seçmemiz sonucunda batıdaki bu akrabalar ile şenlikte görüşmek nasip oldu.Perşembe akşamını kıl çadırda atalarımız gibi sohbet ederek akordion ile Balkan, Kafkas ve Urfa Türkülerini çalıp söyleyerek geçirip daha sonra kıl çadırda uyuduk.Bunu yaşamanızı isterdim.Çadırda buz gibi bir gecede ısınmağa çalışıp uyumak müthiş bir duygu.Ertesi gün yani Cuma günü Cuma namazına kadar çadırımızı(yurtumuzu)ziyaret eden diğer çadırlarda kalan başka şehirlerden katılan Yörük ve Türkmenleri ağırlayıp onlara mırra ikram ederek ve onlarla söyleşiler ve sohbetler ederek geçirdik.Cuma namazından önce Atamız Ertuğrul Gazi ve silah arkadaşları ve diğer geçmişlerimiz ile bütün şehitlerimiz için okunan mevlidi şerifi dinledik ve tarihi Camide Cuma namazını eda ettik.Namazdan sonra paneller ,mehteranın müzik ziyafeti ve Ertuğrul Gazinin kabrini ziyaret ve geçmişlerimizin ruhlarına fatihalar gönderdik.İkindiye yakın bir zamanda çadırımıza vasıl olduk ve gece geç vakte kadar gelen misafirleri ağırladık.Cuma günü akşamı kardaşım ve arkadaşım sayın Attila Küntüz ve kıymetli eşi ve bacım Taci Küntüzü söğüte davet ettim.Attila kardaşım aslen kazan Türklerinden eşi Taci hanım ise Kırgız Türklerinden olup Taci bacım aynı zamanda kırgızistanın fahri konsolosu gibi çalışmaktadır.Fakat Attila bana bir sürpriz yaparak çok sevdiğimiz ortak arkadaşımız, cefakar okul arkadaşımız Trabzon Vakfıkebirli Şenol Genç kardaşımı ve eşi Emine hanımı da davet etmiş.Cumartesi öğle saatlarında söğüte geldiler ve cumartesi gece geç saatlara kadar birlikte bulunduk.Bu arada emmioğlum ve Kızık Türkmenlerinin Gaziantep ili Yavuzeli ilçesi Karayusuflu obası beği Sayın Nafi Çağlar beğde geldiler.Kendisi ile uzun süredir görüşmemiştik ve hem hasret giderdik hemde memleket meselelerini mütaala ettik.Attila beğ ile kendisini tanıştırdım ve İstanbulda görüşüp birbirlerinden istifade etmeğe anlaştılar. Özellikle fotoğraf ustası olan Attila kardaşımın bu konularda kendisine yardımı olacağını biliyorum.Ayrıca genç Onur dan bahsetmeden olmaz. sögüte her gittiğimde çadırda ziyaretime gelip halimi hatırımı soran tatar onur daima hatırlanması gereken ve ilerde Türkmen kültürüne büyük hizmetleri beklenen bir genç. Gene aynı gün sevgili dostum ve Yörük ve Türkmenlerin bıkıp usanmadan hayatlarını kayda geçiren, her şenliğe katılmağa gayret eden Anamasın yetiştirdiği değer sayın Anamaslı Mehmet beğ de çadırımızı şereflendirdiler.Devamlı çekim yapıp bu günlerin hatırımızda ve gözümüzde kalmasına vesilen olan bu kardeşim sevgili dostum Ramazan Kıvrak beğin boşluğunu doldurmaktan ötelere geçip kendi si tek başına bir alem olmağa başlamıştır.Yörüklerin dertlerini ve devasını bilen birisi olarak yaptığı çekimlere kattığı yorumları ile gönüllerimizde taht kuran bu kardeşimiz sayın Anamaslı Mehmet beğede teşekkür ediyorum.Cumartesi günü öğleden sonra çeşitli etkinlikler yapıldı ve Erzurumdan gelen Cirit sporu mensupları kardaşlarımızın Türke has bu vuruşmalarını seyr ettik”.Ata binen ise Türk, gerisi Ata Yük” sözümüzdeki gibi Ata binenler Türk olduğu müddetçe ata yük olmadığını gördük. bu asil hayvanı hz.Allah Türk milleti binsin diye yaratmış sanki.Atsız Türk olmayacağını, attan uzaklaştıkça kendimizden bir şeylerin eksildiğini gördük.Cindi ağabek bizden çok şanslı bu konuda.Yıllardır at yetiştirip yarışlara katılıyor ve at nedir ata binmek nedir gayet iyi biliyor.Cumartesi saat sekizde başlayan ve Türk ten, Türk kültüründen nasipsiz bir eğlence başladı.Yüksek sesle çalınan ne olduğu çalanlarca malum bir müzik ve gürültü orkestrası sayesinde ne çadırlarımızda oturup sohbet etmek nede kendimize has milli müziğimizi icra etmek mümkün oldu.Yetkili görünüp her konuda bize ters ne var ise bu aziz millete dayatanlar burada da Yörük ve Türkmenlere Türke has müziği ve eğlenceleri çok görmüşler ve devletimizin kendilerine sağladığı ve Yörüklere harcayın dediği paraları onu buna peşkeş çekerek harcamışlardır.Uzaktan bir yabancı gelse ve aziz Milletimizin bu asıl tabakasına zıt müziği ve eğlenceleri görse bunun neresi milli ve otantik diye sorardı.Ertuğrul gazinin ve diğer geçmişimizin ruhlarını inciten bu türlü eğlenceleri yapanları kamuoyuna ve hz.Allaha havale ediyoruz.Ertesi sabah erkenden kalkıp tören alanında yerimizi aldık.Anamaslı Mehmet beğ gibi çeşitli arkadaşlar çekimler yaptılar.Törenlere lütfen katılıp ve çok uzun ve birbirinin aynı konuşmaları yapıp yaşlı başlı Yörük beğlerini ve gençleri güneş altında saatlerce bekleten siyasiler sadece sinirlerimizi bozmakla kaldılar.Bu arada söğüt belediyesi ile ilgili birkaç söz söylemekte gerekir.Belediye başkanının kazak lehçesindeki konuşmaları ve milli konulara vakfiyetini takdir ederken , söğüt gibi bir ilçede evlerin bahçelerinin ve sokakların ve kaldırımları kaplayan ot yığını ve çalılıkların görünüşünü hiç kabul edemedik.Bir kaç bahçe hariç bütün evlerin bahçeleri çok çirkin kurumuş ot yığınları ile dolu ve herkesin gözüne battı.Ayrıca kıl çadırların olduğu en fazla ikiyüz metrelik kilit taşlı alanın birkaç gün önceden yıkanıp tozlarının alınmaması neticesinde her giden arabanın tozunu çadırlarda oturanlar nasiplendiler.Söğüt belediyesinin tören alanlarına ilgisizliği ve lakayıt tavırları dikkatimizden kaçmadı.Tören bitiminde çadırlarımıza vasıl olup gelenleri ağırlayıp öğleden sonra çadırımızı yıkıp arabamıza yerleştirip herkesle vedalaşıp yola çıktık.Pazar günü geç vakitlerde Maraş ta beni indiren ekibimizin diğer mensupları Urfamıza doğru yola koyuldular.Allah nasip eder ise seneye söğütte buluşmak dileğimizi söyleyerek.13,09,2011 K.Maraş Abdulbaki Günışığı
Bu yazı 60 defa okundu.
|
MAHMATLI OYMAKLARI 4. KURULTAYI
KIZIK BOYU 2. KURULTAYI
Abdulbaki GÜNIŞIĞI::.. |
|
KIZIK BOYU 2. VE MAHMATLI, ATMALI, RIŞVAN BOYLARI 4. GÜZ KURULTAYI:
16-11-2011-12:24
| ||
| |||
#rightText { FONT-WEIGHT: normal; FONT-SIZE: 15px; COLOR: #333333; FONT-FAMILY: Arial, sans-serif; TEXT-DECORATION: none }
Değerli dostum ve kızık beği sayın Nafi Çağlar kardeşimin daveti üzerine kurban bayramının 4. günü saat 8 sıralarında K.maraş rışvan derneği başkanı sayın Arif Sarıtürk le beraber yola çıktık.bir saat sonra gaziantebin Yavuzeli ilçesi karayusuflu köyü Süleymanlı obasına ulaştık. Kızık Türkmenlerinin gençleri bizleri karşıladı ve sabah kalvaltısını derneğin bahçesinde yaptık.Kahvaltı sırasında bayramlaşma yapıldı. Koçlu köyü imamı Murat YAŞAR ve Karayusuflu köyü imamı Enes GÜL mevlit okudular...Sonra Şanlı urfadan Karacadağ Türkmen derneği yönetim kurulundan üç arkadaş geldiler.Bu arkadaşlar Urfanın beğdilli boyu Türkan oymağı mensubu sayın Hasan Çay ve arkadaşı oğuzun Bayat boyundan sayın yıldırım Bayat beğ(Süleymanlı aşireti olarak marufturlar) ve Mehmet Kalın beğler iştirak ettiler.kahvaltının devamında Gaziantebin Türkocağı başkanı ve Oğuzun kayı boyu karakeçili oymağı mensubu Dr.Mehmet Berk ağabek de teşrif ettiler.Mehmet Berk ağabeyin köyüde şimdi cevizli ismini taşıyan ve eski ismi büyük bir Türk boyunun ismi olan Lohan köyüdür.Saçma sapan mevzular ile eski isimleri değiştirilen bir çok köy gibi pırıl pırıl Türk ismi taşıyan bu köyünde adı uyduruk bir isimle değiştirilmiş ve aziz Türk milleti basitleştirilmeğe çalışılmıştır.Bu değiştirmeleri yapanların kalitesi koydukları yeni isimlerden belli olmaktadır.Türk kültüründen ve Türklük ten nasiplenmemiş cahil ve kötü niyetli bu insanların koyduğu yeni isimler burada meskun Türkmenlerin Türkistan ile olan bağlarını kesmiştir.daha sonra Adana dan benim davetim üzerine çok sevgili yol arkadaşım ve yılmaz dava adamı ve Türkocağı ve aydınlar ocağının eski adana başkanı sayın Halil Altıparmak kardeşim ve muhterem oğulları Atahan beğ teşrif ettiler.kahvaltı devam ederken davet edildiğimiz köyün muhtarı ve Nafiz Çağlar beğinde ağabeyi olan sayın Hacı Mustafa Çağlar beğ geldiler.Akabinde Karacaören köyü muhtarı sayın Cuma Yiğit beğ katıldılar.Arkasından Çağ köyü muhtarı sayın Enver Turan beğ kahvaltıya dahil oldular.Beraberlerinde Yayık taş(üç kilise) köyü Muhtarı sayın Menderes Yaşar beğ teşrif ettiler.Bilahere Gaziantep yerel televizyonu Kanal 5 Ekibi gelip çekim yapmağa başladılar.Bu arada uzaktan gelen Türkmen beğlerini beklerken bizi karşılayan köyün mensubu genç ve büyükler ile sohbet etmek imkanımız oldu.Saat 11 e doğru Osmaniye Yörük derneği mensupları arkadaşlar geldiler.başta dernek başkanı sayın Muhammed Doğan beğ, yardımcısı ve aziz dostum kıymetli dava arkadaşım ve gerçek bir Yörük beği olan Bestami Erdem beğ ve beraberlerinde son zamanların en büyük aşıklarından Aşık Feymani ağabek(OsmanTaşkay) teşrif ettiler.Bu arada kahvaltı edilirken Dr.Mehmet Berk ağabek sofradaki tarhana ve tarhana çorbası hakkında yerel televizyon ekibine bilgi verdi ve çekim yapıldı.Bu arada benimle gelen K.Maraş Rışvan derneği başkanı ve Rışvan.com sitesinin kurucusu sayın Arif Sarıtürk kardeşimde fotoğraf ve video çekimi yaptılar.Daha sonra bu fotoğrafları ve videoları rışvan.comda yayınlayacaktır.saat 11.45 te rışvan dernekleri federasyonu genel başkanı kıymetli Türkmen beği kardeşim sayın Ali avcı beğ ve yanında derneğin kurucularından İsmail Dayanır beğ ve yönetim kurulu üyesi Sayın Ömer Kılıç beğ ve Ali avcı beğin kardeşi ve federasyonun kurucu üyesi sayın Hüseyin Avcı beğler geldiler.bütün Türkmen beğleri ile bayramlaştılar ve selamlaştılar.Daha sonra kahvaltı edilirken köyün genç ve bilgili imamı kardeşimiz Kuran-ı Kerim okudular ve kurultayı başlatmış oldular.Birde nükte yapmazsam olmayacak.Gençlerin acemiliği ve bizimde utangaçlığımız neticesinde şekersiz çay nedir ve nasıl içilirin tecrübesini yapmış olduk.Bunuda tarihe not düşmüş olduk.Bu arada yolda gelirken tesbit ettiğimiz bir meselede yol boyunca tarlaların içinde kümeler halinde ve arazinin nerede ise tamamında serili bazalt taşın işlenmesi için bir tesisin kurulması halinde bu taşların temizleneceğini bir çok insanın buralarda istihdam edileceğini ve temizlenen tarlalar ile bir çok insanında tarla sahibi olarak tarıma dahil olacağını yetkililere hatırlatmak isteriz.K.maraşın narlı beldesinden itibaren Diyarbakır a kadar olan bütün arazilerde bu bazaltın her renginden taşların işlenmesi bu bölgeye istihdam kazandırır.Ayrıca her türlü kullanımı olan bu taşın temizlenmesi de yeni tarım sahalarının açılmasına katkı yapar.Tarım bakanlarına duyurulur.daha sonra köyden bir arkadaşımız mevlid okudular.Bu arada okunan mevlidin uzun olması zamanın darlaşmasına sebeb olduğundan asıl toplantı mevzularının konuşulması için zaman darlığı meydana getirdi.Bundan sonraki kurultaylarda sadece kuran-ı Kerim okunmasına karar verildi.Bu sıralarda Balıkesir den kıymetli Yörük ozanlarından Sayın Yetkin Karakaya beğ kardeşimde teşrif ettiler.Kendisini canlı dinlemek çok güzel olacaktır.daha sonra Gaziantep Ülküocağı başkanı sayın murat Güzel beğ ve Konya Selçuk üniversitesi hocalarından sayın ziya Yener beğ ve il ocak yönetiminden sayın Oğuz Çoban ve Barış yıldırım beğler teşrif ettiler.Bilahere Mehmet demir Atmalı beğ kardeşim kuran okudu ve küçük bir konuşma ile kurultayı açmış oldular.Sayın Mehmet demir beğ Atmalı aşiretinin tarihçesini anlatan bir kitabı arkadaşı sayın İbrahim Uçar beğ ile yazarak Türk tarihine ve Türkmen kültürüne büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.Kendisine Aziz Türk milleti minettar kalacaktır.Daha sonra sayın Hüseyin Avcı beğin riyasetinde İstiklal marşımızı okuduk ve şehitlerimiz ile gazilerimize birer fatiha gönderdik.İlk konuşmayı yapmak üzere kürsüye Mehmet Demir Atmalı beğ geldiler.yaptığı güzel konuşma ve ardından okuduğu şiir ile yüreğimizin tellerini titrettiler.Okunan fatihadan sonra mahmatlı derneği genel başkanı sayın Nafiz Çağlar beğ kürsüye geldiler.Oymağının geçmişi ve geleceği üzerine çok kıymetli bir konuşma yaptılar.tarihe not düşüldü.Gençlerin tanışması için bu şenliklerin ve kurultayların yapıldığının üzerine basa basa anlattılar.Katılımın gençler için önemini hatırlattılar.Kültürümüzün devamı için tanışmanın ve istişarenin ve bu tür toplantıların dernek vasıtası ile yapılmasının önemini belittiler.Mahmatlı oymağı derneğinin bir yıllık çalışmaları hakkında bilgi verdiler.Bilahere söz alan sayın Mehmet demir atmalı beğde mahmatlı boyu ve yaşadığı yerler hakkında bilgi verdiler.Bilahere Mithat Çabuk beğ söz aldılar ve kızık boyu ile mahmatlı oymağı hakkında güzel bir konuşma yaptılar.Türk boyları ve bilhassa kızık boyu tamgaları hakkında, dağlara işlenen kaya resimle Yorumlar - Yorum Yaz |
Yorumlar
Son kurultayın adı “Turan” olacak…
Başımızın üstünde Kur’an olacak…
Tarihin sahibi bu Türkler, yeniden,
Şu yeryüzünde; nizamı kuran olacak…
Türklük’ündür; ay ve yıldızlı al bayrak,
İslamlığındır; o yeşil-siyah sancak.
İkisinde cihana hakim kılacak,
Turan soylu Türkler olabilir ancak…
4 Ocak 2010 - K.Sinan/Bahçelievler/İst.
Batur Nafiz TANÇAĞLAR
" Nafiz Çağlar Budunlu " Alıntı
BÜTÜN MENSUPLARINA SEVGİ SAYGI VE SELAM-LARIMI İLETİR, BAŞARI VE MUTLULUKLAR DİLERKEN
YILLIK YAPILAN "MAHMATLI KURULTAYLARI" NA
KATILIMLARINI BEKLERİM… Alıntı